Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Siyonist-Haçlıların Neo-Osmanlı kâbusu

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Siyonist rejimin nihai hedefi Sayın Erdoğan'ın da sık sık dile getirdiği gibi sadece Filistin topraklarını ilhak etmekle sınırlı değil. Zira Siyonist rejim Arz-ı Mev'ud denilen sapkın teolojiye göre Türkiye, Mısır, İran, Ürdün, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkeleri de kapsayan Nil ile Fırat arasındaki bütün toprakları işgal edip halklarını da Filistinlileştirmek istiyor.
Ana strateji bu! Bunu herkes de biliyor. Gazze Kasabı Netanyahu, Büyük İsrail'i simgeleyen Arz-ı Mev'ud haritaları önünde sadece Filistin'i almakla yetinmeyeceklerini defalarca dile getirdi.
Çünkü Siyonist teolojide ana akaid Arz-ı Mev'ud inancıdır. Tanrı'dan ziyade bu stratejiye taparlar. Sayın Erdoğan boşuna İsrail'in ve Haçlılar'ın Arz-ı Mev'ud (vadedilmiş topraklar) planlarına asla prim tanımayacaklarını dile getirmiyor. Nitekim İsrail'in eski başbakanlarından 'Sabra ve Şatilla Kasabı' Ariel Şaron daha savunma bakanıyken 1974'te Büyük İsrail'in Anadolu ayağındaki amaçlarını "Türkiye de ilgi alanımız içindedir" sözleriyle itiraf etmişti.
Siyonizmin kurucusu Theodor Herlz 1897'de İsviçre'nin Basel kentindeki I. Dünya Siyonist Kongresi'nde "Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki (Nevşehir bölgesi) dağlara kadar dayanır" demişti.

***

Çünkü Batı'nın desteklediği 'Büyük İsrail' projesi Kızıldeniz'den Filistin Denizi'ne, Mısır'daki çöllerden ve Nil Nehri'nden Anadolu'daki Fırat'a, Toros Dağlarını aşarak Kapadokya'yı çevreleyen Erciyes Dağı, Hasan Dağı, Melendiz Dağı ve Gül Dağı'na kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Dolayısıyla Arz-ı Mev'ud projesi Anadolu'nun neredeyse yarısını işgal edilmesi gereken stratejik bölge olarak görüyor.
Bu nedenle İsrail için Türkiye hem çok önemli hem de çok zor bir hedef. Haliyle Büyük İsrail'in önündeki en büyük engel olarak Türkiye'yi görüyorlar. Batı'daki ve bölgemizdeki ülkeler bir şekilde rehin alınmış durumda. Fakat 'İslam dünyasının çelik çekirdeği' Türkiye'nin ne siyasi iradesini ne de Osmanlı'dan miras kalan imparatorluk asabiyesini ve refleksini şimdiye kadar rehin alamadılar.
İşte bu yüzden dört bir koldan içeriden ve dışarıdan Erdoğan liderliğindeki Türkiye'ye saldırıyorlar. Fakat unuttukları bir şey var. Onlar saldırdıkça Türkiye daha da kenetleniyor ve daha da güçleniyor. Türkiye kenetlenmekle kalmıyor İslam dünyasını da Batı dışı dünyayı da birleştiriyor.
Türkiye'nin hem kendi tarihine hem geleceğe doğru aynı anda yaptığı bu yürüyüş en çok da Haçlı- Siyonist zihniyeti korkutuyor.

***

Unutmayalım ki Haçlı zihniyetinin Siyonistler eliyle devreye soktuğu Büyük İsrail projesi kökü tarihin derinliklerine dayanan bin yıllık bir nefretin ve sürecin adıdır. Yarım kalan Haçlı projesinin Yahudiler eliyle hayata geçirilmesi çabasıdır.
Ancak hesaba katmadıkları Türkiye faktörü bütün planlarını bozuyor. Şimdiye kadar savunmada olan Türkiye ilk kez taarruza geçmenin işaretlerini vermeye başladı. Ülkemizin hareketlenen imparatorluk refleksi 'adalet ve güce dayalı barışı' simgeleyen bin yıl önceki Selçuklu ve Osmanlı evrenselliğini yeniden egemen kılacaktır.
Selçuklular ve Osmanlılar nasıl ki Kuzey Afrika'dan Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar'a kadar uzanan coğrafyanın Haçlılar tarafından Hristiyan yurduna dönüştürülmesini engellediyse modern Türkiye de İslam dünyasını Filistinlileştirmeyi hedefleyen Batı destekli Siyonist projeyi engelleyip akamete uğratacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Zira Türkiye'de yeniden dirilen asabiye Selçuklu ile Osmanlı'nın tarih yazan ve Haçlı zihniyetinin planlarını hezimete uğratan o kadim, evrensel ve zincire vurulamayan imparatorluk asabiyesidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA