Dünyanın İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin vefatıyla sonuçlanan helikopter kazasına kilitlendiği dönemde küresel statükonun kalemşörü Batılı analistler de beka derdine düşmüş durumda.
ABD liderliğinde üç ayrı cephede savaşan Atlantik bloku üç cephede de hezimeti yaşıyor. Ukrayna'da Rusya'ya karşı havlu atmak üzereler. Artık uzatmaları oynuyorlar. Çin'e karşı giriştikleri ekonomik savaşta da istediklerini elde edemediler.
Çin, Rusya ile kurduğu ittifak ile endüstriyel gücünü baltalayabilecek enerji kıtlığı riskini ortadan kaldırmanın yanında Moskova ile imzaladığı yeni stratejik anlaşmalar sayesinde yapay zekâ, siber güvenlik ve askeri alanlardaki Rus yüksek teknolojisine erişim imkânına da kavuştu.
Böylece sadece ekonomik alanda değil özellikle hipersonik füze teknolojisi alanında da dengeleri bozacak yeni bir fırsat kapısını araladı.
Bu askeri ve teknolojik fırsatlar Tayvan ve Güney Çin Denizi'nde Atlantik ile giriştiği güç mücadelesinde Pekin'in jeopolitik üstünlüğünü daha da pekiştirmesini hızlandıracak gibi görünüyor.
***
ABD ve müttefiklerinin hezimet yaşadığı üçüncü cephe ise Ortadoğu. 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik her tür barbarlığa başvuran İsrail ve suç ortağı ABD, istedikleri sonuca ulaşamadı. Gazze'deki soykırım katliamlarıyla Türkiye ve İran'ın bölgedeki hegemonyasını sarsmayı planlayanların projeleri akamete uğruyor.***
Bundan daha büyük bir diplomatik hüsran olabilir mi? Gazze saldırıları başladıktan sonra Jamaika, Barbados, Trinidad ve Tobago Filistin'i devlet olarak tanıdı. Bunlara önceki gün de Norveç, İrlanda ve İspanya katıldı. Sırada Malta ve Slovenya var. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve BMGK'nın soykırımcılara baskısı artarken İsrail Güvenlik Konseyi bile Hamas'ı yenemedikleri ve Gazze'deki stratejik hedeflerinden hiçbirini gerçekleştiremedikleri serzenişinde bulunuyor.