Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Batı için balayı bitiyor

Dünyada yeni politik ve ekonomik bloklar oluşurken küreselleşmenin tersine çevrildiği bir aşamaya giriyoruz. Küreselleşme adı altındaki bütünleşme yerine dünya parçalanmanın yükselişine tanıklık ediyor.
Ticari ve iktisadi ya(p)tırımların önündeki engellerin artmasıyla başlayan bu yeni dönem, ülkelerin rakip ekonomik bloklara bölünmesiyle sona erecek gibi görünüyor. Küresel ekonomik entegrasyonun ürettiği dönüştürücü kazanımlar yerini kayıplara bırakacak. Derinleşen jeopolitik gerilimlerle birlikte ülkeler teknolojiyi paylaşma veya tedarik zincirlerini entegre etme konusunda daha temkinli ve cimri davranıyor. Parçalanma normal zamanlarda bile maliyetlidir. Şairin dediği gibi "çoğalmak neyse ne azalmak zor..."
Bu nedenle her parçalanma dünyanın şu anda karşı karşıya olduğu muazzam küresel zorlukları yönetmeyi neredeyse imkânsız hale getiriyor.

***

Sonuç olarak ticaret düşüyor, ambargolar artıyor, refah azalıyor. Uluslararası Para Fonu'nun ( IMF) projeksiyonlarına göre 2028'deki yıllık küresel GSYİH büyümesi sadece yüzde 3 olacak. Bu tablo, IMF'nin son otuz yıldaki en düşük beş yıllık gelecek tahmini. Hemen herkes korumacılığın ve ayrışmanın bir bedeli olduğunu kabul ediyor. Afrika, Ortadoğu ve Ukrayna'dakine benzer yeni askeri krizlerin ortaya çıkması küresel çaptaki gıda güvensizliğini şiddetlendirip enerji ve emtia piyasalarındaki dengeyi bozarak tedarik zincirlerini bir kez daha parçalayabilir. Üstelik küresel çaptaki finansal güvenlik ağı çökmüş durumda. Ülkelerin ekonomik şoklar ve olağanüstü durumlar için tuttuğu uluslararası rezervler yani merkez bankalarındaki döviz varlıkları tükeniyor. Rezervlerin küresel düzeydeki eşitsiz dağılımı, birçok ülkeyi savunmasız bırakıyor.
2022'nin sonunda gelişen ülkelerdeki ortalama borç seviyeleri GSYİH'nin yüzde 58'ine ulaştı. Bu rakam on yıl önce yüzde 42 düzeyindeydi.

***

Borç krizi, en çok da borçlu ülkelerdeki insanları derinden sarsıyor. Dünya Bankası'nın bir analizine göre, dış yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir ülkede yoksulluk seviyesi ortalama yüzde 30 ve bebek ölümleri de yüzde 13 oranında artıyor. Çocukların yaşam beklentileri kısalıyor. Tasarruf sahipleri de servetlerini kaybederek fakirleşiyor.
Ülkelerin, ailelerin ve bireylerin pençesine düştüğü bu küresel ekonomik kriz dalgası her ülkede 'prekarya sınıfı' denilen eğitimli kölelerin artmasına yol açıyor.
Örneğin dünyanın en güçlü ekonomisine sahip ABD'de bile orta sınıflar yok oluyor. Daha alt sınıflar tamamen tükeniyor. Üst sınıfların ise servetleri eriyor. Yüzde 1'lik ultra azınlık dışında herkes kaybediyor.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, orta halli ailelerin bile aylık 400 dolarlık beklenmedik ekstra masrafları karşılayamayacak durumda olduklarını itiraf etti. Sürpriz bir araba tamiri veya sağlık sorunu bütçeleri altüst edebiliyor. Lending Club'ın araştırmasına göre Amerikalıların yüzde 54'ü bu durumda. Çünkü ABD'de son üç yılda enflasyon yüzde 17 artarken ücretlerdeki artış yüzde 13'ü geçemedi. Benzer bir tablo Avrupa için de geçerli. Özetle Batı için 1945 sonrasının küresel istikrar ve refah sayfası kapanıyor. Dünyanın geri kalanının çektiği zorluklara artık ABD ve Avrupa da maruz kalıyor. Batı'nın balayı sona eriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA