Filistin topraklarını işgal edip 14 Mayıs 1948'de siyonist rejimini kuran İsrail'in soykırımcı politikaları tam 73 yıldır sistematik bir şekilde devam ediyor.
İki ayaklı bir stratejiye dayanan bu politikanın ilk hedefi Filistinlileri topraklarından koparıp sürgüne yollamaktır. Şimdiye kadar bu yolla milyonlarca Filistinli yurdundan çıkarıldı, ev ve topraklarını terk etmeye zorlanıp yabancı ülkelerde mülteci konumuna düşürüldü.
Yerleşim adı altında devam ettirilen bu modern kolonileştirme ve işgal politikası ile Filistin halkının el konulan ev ve topraklarına dünyanın dört bir yanından getirilen Yahudiler yerleştirildi. Yurtlarını terk etmeyen Filistinliler ise sistematik bir şekilde katliam ve etnik temizlikle yok edildi/ediliyor.
İsrail'in tarihi Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan ettiği 14 Mayıs'ı takip eden 15 Mayıs, her yıl Nekbe (Büyük Felaket) günü olarak anılıyor.
Nekbe'nin dün 73'üncü yılıydı. Filistin'de kalanlar İsrail'in soykırım politikalarına direnirken dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca Filistinli de düzenledikleri gösterilerde topraklarına geri dönüşün sembolü olan anahtarlarla siyonist rejimi lanetledi.
***
İsrail kurulduğunda Yahudilerin Filistin'de sahip olduğu toprakların oranı yüzde 5'i geçmiyordu. Siyonist rejim 1948'de Filistin nüfusunun yüzde 67'sine tekabül eden 957 bin kişiyi zorla vatanlarından sürdü. Filistinlilere ait 675 köyü yok etti. 1948'den bu yana Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 7 milyonu aştı. Bu mültecilerin 5 milyon 300 bini BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) kayıtlı durumda.***
Son saldırılarda da gördüğümüz üzere çocuk ve kadın ayrımı yapılmaksızın savunmasız Filistinlilerin hunharca katledilmesi, ABD ve Avrupa'nın Ortadoğu'da örnek bir Batı kolonisi olarak tasarladıkları İsrail projesinin her açıdan çöktüğünü ve siyonist rejimin devletten ziyade bir terörist örgüte dönüştüğünü gösteriyor.