Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Amerikan gramofonları

Korona salgını ABD'nin küresel liderlik iddiası ile birlikte bütün aksiyomlarını da yerle bir etti. En fanatik Atlantikçiler bile artık "ABD'nin istisnai ve seçilmiş bir millet" olduğu inancına ağıt yakıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın iktidara gelmesiyle derin devlet tekelindeki Soroscu küreselcilerin 'amiral gemisi' haline gelen NYT gazetesi hemen her gün Amerikan rüyasının nasıl kâbusa dönüştüğünü anlatıyor.
Trump karşıtı kampın kalesine dönüşen NYT son olarak "ABD'nin liderlik rolü sona erdi" tespitinde bulunarak yüzyıldan fazla bir süredir ilk kez bir küresel krizde gözlerin ABD'ye çevrilmediğinin altını çizdi. Gazetenin kalemlerinden Katrin Bennhold, 23 Nisan tarihli yazısında çöken sağlık sistemi, yetersiz kalan hastaneler ve işsiz kuyruklarını 'Amerikan çağının kapanış kareleri' diye niteledi.
Dünyanın en zengin ve en güçlü ülkesi ABD'den gelen bu hazin görüntülere en fazla içerleyenler ise Pentagon'a biat etmiş kolonyal zihniyetli 'Amerikan gramofonları...' Bu gramofonlardan Berlin'deki Hertie School Üniversitesi rektörü Henrik Enderlein, "New York'taki trajedinin resimleri bizi dehşete düşürdü" diyor.
Aynı manzara karşısında Oxford Üniversitesi tarih profesörlerinden Timoty Garton ise 'çaresiz bir keder' hissetmiş.
Siyasi ve ekonomik sistemi krize giren Amerika'nın şoke ettiği Paris'teki Montaigne Enstitüsü analistlerinden Dominique Moisi da travmasını "ABD istisnai şekilde kötü bir beceriksizlik sergiledi" sözleriyle ifade etmiş.
Birçok isim Trump'ın krizi iyi yönetemeyişinden çok Amerikan istihbaratının 11 Eylül'de olduğu gibi tehlikeyi zamanında göremeyişini ve yine çuvallamasını eleştiriyor. Bazı analistler de Beyaz Saray'ın yanlış hesap yaptığı kanısında...
"Büyük güçler arasındaki savaşa hazırlanırken karşımıza virüs çıktı" diyorlar. Bu nedenle ABD'yi artık 'yanlış önceliklere sahip yanlış bir güç' diye niteleyenlerin sayısı giderek artıyor.

***

Harvard Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Merkezi Direktörü Ricardo Hausmann hayal kırıklığını "Bırakın küresel liderliği ulusal ve federal düzeyde bile ortada bir liderlik yok" sözleriyle dile getiriyor. ABD'de 9 eyalet valisinin Trump'a "Sen kral değilsin. Her şeye karar veremezsin" diyerek isyan etmelerini hatırlatan Almanya Bilimler Akademisi Başkanı Gerald Haug, şu yakıcı tespitte bulunuyor... "ABD bilim insanlarını dinlemiyor. Asıl trajedi bu!"
Amerikan sisteminin alarm verdiğini söyleyen Şikago eski belediye başkanı ve Barack Obama'nın danışmanlarından Rahm Emanuel de yeni çağın ekonomisini 20'inci yüzyılın temelleri üzerinde inşa edemeyecekleri uyarısında bulunuyor. Asia Times'ta 'Spengler' mahlasıyla yazan ekonomist David P. Goldman ise ABD'nin çöküş nedenlerini liberal değerlerden uzaklaşmasına bağlıyor.
Hatta Goldman ABD'nin parçalanmaya doğru gittiği inancında. Akademisyen Francis H. Buckley de ABD'de derinleşen anayasal sorunlar nedeniyle 1861'deki iç savaşın ayak seslerinin ikinci kez duyulmaya başlandığına dikkat çekiyor.
Son olarak ABD'nin giderek Nazileştiğini ileri süren CIA eski direktörü Michael Hayden, göçmen çocukları annelerinden ayırma politikasının Auschwitz toplama kampındaki karelerden farksız olduğunu söylüyor. Emperyal ABD'nin sesi olan gramofonlardan bu kadar alıntı yeter sanırım.
Tablo gayet net. Hasılı kelam, korona salgını ABD için sonun başlangıcı sürecini biraz daha hızlandırdı ve görünür hale soktu sadece...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA