Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

ABD’li RAND’cıların Türkiye hezeyanları

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde muhalefetin bazı büyük şehirlerde elde ettiği başarılardan sonra kan kokusu alan vahşi hayvanlar gibi ulumaya başlayan ABD'deki kimi çevrelerin hiç zaman kaybetmeden canhıraş bir şekilde "Erdoğan'sız Türkiye projesi" için yeniden düğmeye bastığını görüyoruz.
Pentagon'un gölge 'düşünce' kuruluşu RAND Corporation'un son Türkiye raporundaki histerik nöbetler, ABD'nin ülkemize yönelik sömürgeci mantık ve söylemini 15 Temmuz 2016'daki 'Osmanlı tokadına' rağmen zerre kadar değiştirmediğini gösteriyor.
RAND'ın hazırladığı 276 sayfalık kitap hacmindeki rapor "Türkiye'nin Milliyetçi Yönelişi" adını taşıyor. Raporun alt başlığı ise bu yönelişin "Türkiye-ABD İlişkileri ile Amerikan Ordusu üzerindeki Yansımaları" adını taşıyor.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı Pentagon'un sponsor olduğu çalışmanın amacı şöyle özetlenmiş...
"Türkiye'nin iç, dış ve savunma politikalarındaki eğilimlerin Amerikan savunma stratejisi ve güç planlaması üzerindeki etkileriyle olası sonuçlarını analiz ve değerlendirme..."
Türkiye'ye dair üstenci bir emperyal retorikle hazırlanan ve Gezi'den bu yana duyduğumuz önyargıları tekrar edip duran raporun altındaki asıl imza ise RAND'ın Arroyo Strateji, Doktrin ve Araştırma Programı Merkezi'ne ait.
Her ne kadar "Rapordaki düşünceler, Amerikan devletinin değil bu çalışmaya katkı sunan kişilerin şahsi görüşleridir" denilse de bu iddia havada kalıyor.
Zira Arroyo denilen merkez Pentagon'un denetiminde olan ve Dışişleri Bakanlığı tarafından resmi FFRDC finansmanı ile beslenen RAND'a bağlı bir araştırma kurumu.

***

Türkiye düşmanlarının adeta manifestosu şeklindeki raporda, seçimlerle ve Türk milletinin iradesiyle işbaşına gelen Sayın Erdoğan eleştirilirken terör örgütü FETÖ'nün darbeci elebaşısı ise "Sufi İslami hareketin gönüllü sürgün lideri" diye övülmüş.
Açıkça içişlerimize müdahale eden RAND'cılar, Türkiye'de ABD dostu bir siyasi muhalefet ile NATO'cu komutanlar üzerinden eskiden olduğu gibi askerden askere sürdürülen ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin Ankara ile ilişkilerinin geleceği açısından hayati bir önem arz ettiğinin altını çiziyor.
Ülkemizin geleceğiyle ilgili dört senaryo ileri sürülüyor raporda..
1. Ankara, NATO'ya bağlı ama ABD için zorlayıcı bir müttefik olarak kalmaya devam edecek.
2. ABD destekli muhalefet ve askerler iktidara gelince Türkiye yeniden Batı güdümüne girecek.
3. Ankara, Atlantik ile Avrasya arasında bıçak sırtı bir denge siyaseti izleyecek.
4. Batı'nın daha fazla katlanamadığı Türkiye sonunda NATO'dan çıkacak.
Özetle RAND raporu, Yeni Türkiye'nin 'kabul edilemez' olduğunu ilan ediyor.
RAND raporu, ABD'nin çizdiği sınırları aşan ve bağımsız politika izleyen ülkemizin nasıl hizaya sokulması gerektiğinin yol haritasını sunuyor.
Şunu unutmayalım ki, Türkiye'nin rehin alınması için gerekirse NATO'nun gizli ordularıyla Gladyo birimlerinin yeniden aktive edilmesi dâhil her türlü kirli tezgâhı mubah gören şarlatan bir zihniyet var karşımızda.
Bu nedenle tedbiri asla elden bırakmamalıyız. Atalarımız boşuna "Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz" dememiş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA