Başkan Erdoğan'ın ifadesiyle Akdeniz'deki jeo-politik iklimi kökten değiştiren Libya mutabakatı, Türkiye'ye dayatılmaya çalışılan yeni Sevr'i her açıdan ters yüz etti.
Türkiye'nin denklemleri değiştirmesinden sonra küresel siyasetin ana gündemi haline gelen Doğu Akdeniz'de ABD, İtalya, Fransa, Rusya ve Almanya'dan peş peşe esnek açıklamalar gelmeye başladı.
Daha önce tehditler savuran Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), İsrail, Suudi Arabistan, Mısır, BAE, ABD ve AB'den oluşan koro şimdi siyasi çözüm sakızını ağzına almaya başladı.
Sadece dünkü açıklamaları kısaca hatırlatmak bile ufuk açıcı...
ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, Rusya'nın Libya'daki çatışmalara dâhil olmasının ardından sivil can kayıplarının arttığını ve bölgesel gerilimi tırmandırdığını söylerken İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio Libya krizine diplomatik bir çözüm bulmak için çalışmaya hazır olduklarını dile getirdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Libya krizine ilişkin Almanya Şansölyesi Angela Merkel'den sonra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de telefon görüşmesi yaparak yine siyasi çözüme vurgu yaptı.
***
Burada gözler özellikle Rusya ve Türkiye'ye çevrilmiş durumda.
Suriye'de tarihi adımlar atarak
enerjiden nükleer santrale, güvenlikten teknolojiye kadar birçok alanda stratejik ortaklıklar kuran iki aktörün Libya'da karşı karşıya gelmesi dikkat çekiyor.
Kaddafi rejimine karşı 17 Şubat 2011'de yapılan devrimin ardından istikrarın sağlanamadığı Libya'da,
Mayıs 2014'te emekli General Halife Hafter'in Zintan merkezli milis gruplarla başlattığı darbe girişimi devam ediyor. Hafter'in dış destekli saldırıları ülkeyi iç savaşa sürüklemişti.
Beşinci yılını geride bırakan iç savaşta son olarak 12 Aralık'ta yine
Trablus'a saldırıp meşru hükümeti devirmeye
çalışan Hafter güçlerine
Rus paralı askerleri de yardım ediyor.
Ancak Libya'da
Rusya ve Türkiye'nin esnek rekabeti Suriye'dekine benzer bir uzlaşıyla
sonuçlanacak.
Nitekim
Sayın Erdoğan Malezya'ya giderken yaptığı
açıklamada, Türk heyetinin
Moskova'ya giderek Libya
konusunda görüşmeler yapacağını
söyledi.
Kremlin de önceki gün Libya konusunun iki ülke arasında sık sık gündeme geldiğini teyit etti. Dolayısıyla
Putin'in 8 Ocak'taki Türkiye ziyareti öncesi büyük ihtimalle bir çözüm bulunacak.
Siyasi çözümden yana olan Türkiye ve Rusya,
Berlin'de yeni yılın ilk ayında yapılacak olan devlet ve hükümet başkanları seviyesindeki Libya zirvesine
Cezayir, Tunus ve Katar'ın da katılmasını istiyor.
***
En nihayetinde Libya ve Doğu Akdeniz'de de Rusya-Türkiye momentumu yeniden sağlanacak. Burada momentum ilk olarak
bilardoda olduğu gibi iki topun/gücün çarpışmasını akıllara getiriyor hemen.
Ne var ki
jeo-politikada momentum, çarpışma dışında çetrefil sorunlara rağmen iki güç arasındaki '
başarılı gidişat, istikrarlı ivme, manevra kabiliyeti ve esnek rekabet' anlamlarına da geliyor.
Bu bağlamda Rusya'nın sıcak denizlerde
'aşil topuğu'ndan vurulmamasını sağlayabilecek tek ülke hâlâ Türkiye. Ve Moskova da bunun farkında.
İşte bu yüzden
büyük güçlerin mücadele satrancına dönüşen Doğu Akdeniz'in
geleceğini tıpkı Suriye'de olduğu gibi yine
Beştepe ve Kremlin arasındaki momentumlar belirleyecek.
Büyük resim bunu gösteriyor.