Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünyada büyük yankı uyandıran 13 Kasım ABD ziyaretini karalama yarışında Türkiye düşmanlıkları tescillenmiş Der Spiegel dergisi ile Bild gazetesi yine başı çekti.
Dünya medyası Başkan Erdoğan'ın performansı karşısında şapka çıkarırken Alman basını tıynetine uygun provokasyonlarına devam etti.
Gezi döneminde Türkçe 'Boyun eğme!' manşeti atan Der Spiegel, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Cumhurbaşkanı'nın büyük bir hayranıyım. Mükemmel ilişkilerimiz var" sözlerini öne çıkardı.
ABD ve İngiliz işgal idaresinin emriyle 1947'de kurulduğunu unutan Der Spiegel, ardından sömürgeci zihniyetini ele veren şu soruyu sordu.. "Sanki dünyanın en güçlü ülkesinin başkanı Trump değil de Erdoğan. Patron kim?"
Türkiye düşmanlarının en militan aygıtı konumundaki Bild ise yine Bild'iğiniz gibiydi.
Daha önce Sayın Erdoğan hakkında küstahlıkta sınır tanımayan gazete bu kez derin bir hayal kırıklığı içindeydi... Gazete, "İki lider Oval Ofis'te uzlaşma içerisinde olduklarını sergilediler. Ortak düşmanları ise AB'ydi" ifadelerini kullandı.
***
Almanya medyasının Gezi'den bu yana deşifre olan bu
Siyonist-Evanjelik tavrına aşinayız artık. Alman hükümetinin
resmi yayın organı DW önceki gün
SETA hakkında FETÖ'cü iddialara yer veren bir karalamaya daha imza attı.
Almanya devleti de yine dün aldığı bir kararla
FETÖ'nün cami, kilise ve sinangogdan oluşan 'bir ev' projesine milyonlarca euro para ayırdığını açıkladı.
Haliyle akıllara 'Almanya neden kendi ulusal çıkarlarına göre bir strateji izlemiyor da
İsrail ve ABD'nin taşeronluğunu yapıyor' sorusu geliyor.
Türkiye düşmanı FETÖ ve PKK ile ABD'deki Siyonist- Evanjelik yapıların merkezi haline gelerek adeta
Avrupa'daki İsrail gibi hareket eden Almanya'nın kimin devleti olduğuna dair kuşkular son zamanlarda daha da artmaya başladı.
Şurası açık ki
Almanya da Japonya gibi 'yarı sömürgesemi- sovereign' bir devlet.
ABD'nin hazırladığı
1946 tarihli Japonya Anayasası'nın 9'uncu maddesinde "
Japonya kara, deniz, hava güçlerine ya da diğer potansiyel savaş kaynaklarına asla sahip olmayacaktır. Devlete hiçbir zaman savaşma hakkı tanınmayacaktır" deniliyor. Japonya'da hala 38 bin Amerikan askeri var.
Alman Anayasası da 1949 Mayıs'ında ABD liderliğindeki
müttefiklerin askeri valileri yani işgal güçleri tarafından hazırlandı.
Aslında 12 Mayıs'ta Almanya Anayasası olarak ilan edilen metin
'occupation statute' denilen bir işgal yönetmeliğiydi.
***
Bu yönetmelik her anlamda hala geçerliliğini koruyor. Son olarak
1990 tarihli İki Artı Dört Anlaşması ve Almanya'daki NATO Birlikleri Statüsüne Dair Ek Sözleşme ile bu yönetmelik
güncellendi.
Eğer Almanya işgal altında bir ülke olmasaydı şu an
179 ABD üssüne izin verir miydi? ABD dışında 8 NATO ülkesinin Almanya'da askeri merkezleri olabilir miydi? 1990'lara kadar 200 bini Amerikalı 400 bin yabancı güce ev sahipliği yapan
Almanya'da hala 39 bine yakın ABD askeri var.
ABD'nin Avrupa Komutanlığı'nın (EUCOM)
merkezi Stuttgart'ta. Buradan
Avrupa kıtasındaki 51 ülke kontrol ediliyor.
Avrupa çapındaki yedi Amerikan garnizonundan ikisi Belçika'da beşi de Almanya'da. Amerikan garnizonlarının ana karargahı ise Wiesbaden/ Frankfurt'ta bulunuyor.
Bavyera eyaletindeki garnizonun merkezi
Çekya sınırındaki Grafenwoehr kenti. ABD'nin dünyadaki
en büyük deniz aşırı askeri üssü olan
Grafenwoehr, 97 bin dönümden
(390 kilometre kare) oluşuyor.
Amerikan Deniz Piyadeleri'nin
Avrupa ve Afrika genel komutanlığı Böblingen'de. 9 bin 600 Amerikalı havacının merkezi ise
Ramstein ve Spangdahlem'de yer alıyor. Ayrıca ABD'nin
20 nükleer bombası da
Büchel Hava Üssü'nde tutuluyor.
Ramstein Hava Üssü ise Yemen ve Afrika'ya düzenlenen
drone saldırılarının merkezi olarak kullanılıyor. Tablo net. Ancak
işgal altındaki bir sömürge ülkesinde bu kadar yabancı asker ve üs bulunabilir.
Şimdi Türkiye ve Erdoğan düşmanlığında her çizgiyi aşan Bild ve Der Spiegel'e sormak lazım...
Siz kimin taşeronusunuz? Almanya kimin devletidir?...