Gazetede yer alan haberler kadar, yer almayanlar veya okurların önemsenmediğini düşündüğü haberler de eleştiri alanında her zaman. Dünkü gazetede bu kategoriyle ilgili eleştiriler alışılmışın çok üstünde oldu.
SABAH'ın İstanbul'dan arayan bazı genç okurları, Efes Pilsen One Love müzik festivali çevresinde gelişen yasaklama kararlarıyla ilgili hiçbir haber görmemekten yakındılar. Yakınmalar sertti, sitemkârdı, 'bizleri önemsemiyorsunuz' boyutundaydı.
10 yılı aşkın süredir devam etmekte olan One Love Festivali, geçen hafta önce bir 'alkole teşvik ediliyor' şikâyet başvurusu üzerine adındaki şirket ibaresini çıkartmış, önceki gün de festivalin başlamasına saatler kala alkollü içki satışı yasaklanmıştı.
Bu, elbette yerel belediye ve makamların tasarruflarının duyurulması, gerekirse tartışılması ve hemen tümü genç, şehirli binlerce genci ilgilendirmesi bakımından önem taşıyan bir haberdi. Yer almamasının eksiklik olduğunu düşünen okurlarla aynı görüşteyim.
Bazı başka okurlar da önceki gün Diyarbakır'da şehrin hemen tamamını etkileyen, yaşamı altüst eden gösteri, polisle çatışma ve şiddet olaylarını gazetenin baş sayfasında yer almamasını doğru bulmadıklarını belirtti. Bir okurumuz 'ne olursa olsun sizin işiniz olanları topluma duyurmak' diye özetledi görüşünü.
Haber iç sayfalarda yer alıyor. Baş sayfada hangi haberi yer alacağı bir editoryal tercihtir. Buna karışılmaz, ama tercihin yaygın kuşkulara yol açmayacak şekilde olması okur adına bir beklentidir. Diyarbakır'da olan bitenler (milletvekillerinin yaralanması vs) haberin dikkat çekicilik katsayısını artırıyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Esad'la Türkiye basınının mülakat özgürlüğüne vurgu yapmasında olduğu gibi, burada da şunu eklemeliyiz: Türkiye basınını Suriye gibi ülkelerin basınından ayırması gereken şey, onun her habere özgürce, halkın haber alma hakkını göz ardı etmeden yaklaşabilmesidir.