"Said Nursi'den Fethullah Gülen'e Nur Cemaati" başlıklı dizi okurları etkiledi. Övenler de var (çoğunluğu böyle), yerenler de.
Aziz Doğrul şöyle yazmış: "(Bu) önyargısız ve objektif çalışmadan dolayı Emre Aköz ve Nevzat Atal'ı ve Sabah'ı kutlarım. Eğer toplumsal problemlerimize bu bakışla yaklaşabilirsek pek çoğunun problem olmadığını, çözümünün çok da zor olmadığını göreceğiz."
Tahir Balcı'nın notu ise, "Gazetenizin Said Nursi'nin reklamını ve dolayısıyla din istismarı yapmasını lanetliyorum" şeklinde.
Türkiye tarihinin en ilginç kişiliklerinden biri olan Nursi'nin birçok akademik çalışmaya da konu olan, hararetle tartışılan fikirlerini dizi olarak okurlara aktarmanın din istismarıyla ilgisi olduğu kanısını her ne kadar paylaşmasam da burada diğer okurlara sunuyorum.
Gelelim şimdi diziyle ilgili hafta içinde yaşanan bir soruna.
13 Aralık tarihli Sabah'ın Karadeniz baskısını alan okurlar, anonsunu ön sayfadan gördükleri diziyi, ısrarla arasalar da, gazete içinde bulamadı. Bulamayan da telefona sarıldı, düşkırıklığını ve öfkesini bize aktardı. Yayın Koordinatörü Şule Talu "aslında ne oldu?"yu açıklıyor: "Sayfalar baskı için Trabzon'a geçilirken bir teknik hata olmuş. Sayfa bu yüzden baskıya girmemiş. Hatayı çok geç fark ettik. Erken olsaydı, aynı baskıda okurları en azından uyarırdık. Ertesi günkü baskıya kocaman bir özür koyduk, kalınan yerden devam ettik. Ama tabii ki, pek çok okurumuzu da üzmüş olduk."
Nur Cemaati konulu diziye ilgi olumlu ve olumsuz tepkilerden hemen belli oldu. Kızanlar 'din istismarı' dedi, beğenenler 'objektif' buldu. Karadenizli okurlar ise haklı bir öfkeyi yansıttı.