HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacaklarını açıkladı. Yaklaşık 3 ay önce aynı Pervin Buldan, HDP olarak cumhurbaşkanı adayı çıkaracaklarını söylemişti. Peki, 3 ayda ne değişti? Aslında en önemli soru şu olmalı: "Hem ülkücü Meral Akşener'i hem de HDP'li Pervin Buldan'ı aynı masaya oturmaya zorlayan irade kim?" 1991 yılında SHP'yi pusuya düşürerek HEP ile ittifak yaptıran irade şimdi de 6'lı Masa üzerinden Türkiye'ye büyük bir tuzak kuruyor.
KANDİL'İN TALİMATI YERİNİ BULDU
Aslında Pervin Buldan'ın böyle bir açıklama yapacağı günler öncesinden belliydi. PKK elebaşlarından Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Murat Karayılan üst üste açıklamalar yaparak hem 6'lı Masa'ya hem de masanın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'na tam destek vermişti. Pervin Buldan'ın ise Kandil'in talimatını yerine getirmekten başka şansı kalmamıştı.
Artık hiç kimse lafı evirip çevirmeye çalışmasın. Artık Kandil'in resmi cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. 6'lı Masa'da Erdoğan düşmanlığından başka bir vasfı olmayan küçük partiler ve İyi Partililer istediği tevili yapabilir. Ama bu gerçeği değiştiremez. Artık masanın yeni ortağı HDP değil Kandil'dir. İyi Partililerin hepsine de haksızlık etmek istemiyorum. İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu dün kameralar karşısına geçti ve "Masada bize pusu kuruldu" diyerek HDP-CHP arasındaki kirli ittifakı ifşa etti.
HDP'NİN TEK İSTEĞİ PKK'NIN ÖNÜNÜN AÇILMASI
Peki Kandil ve HDP ne karşılığında Kılıçdaroğlu'na bu desteği veriyor? Bakıyorum sosyal medyada HDP'ye verilecek bakanlık sayısı tartışılmaya başlanmış bile. HDP'nin asla böyle bir pazarlık içerisine gireceğini zannetmiyorum. Ne bakanlık isteyecekler ne de Kürtlerin temel hak ve özgürlükleri noktasında bir talepleri olacak. Zaten öyle bir dertleri de yok.
HDP'nin tek bir isteği var: "Operasyonların durdurularak Türkiye sınırı içerisinde ve sınır ötesinde PKK'nın önünün açılması, örgütün yine bölgedeki eski gücüne kavuşup terör eylemlerini rahatlıkla yapabilmesi." Öncelikli hedefleri bu. Sonrasını duymak bile istemezsiniz. CHP'li Sezgin Tanrıkulu bu yüzden Türk ordusunu hedef alıyor. DEVA Lideri Babacan bu nedenle SİHA'lara saldırıyor.
AHMET TÜRK, KÜRTLERİ NEDEN TEHDİT ETTİ?
HDP'li Ahmet Türk geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da gerçekleştirilen ve "Öcalan'a özgürlük" sloganlarının damgasını vurduğu Nevruz şenliklerinde CHP'li misafirlerinin gözünün içine bakarak hem Türkiye'yi hem de Kürtleri tehdit etti. AK Parti'ye oy veren Kürtleri ahlaksızlıkla, düşmanlıkla suçladı. HDP'li Ahmet Türk'ü kendi halkını tehdit edecek kadar saldırganlaştıran sebepler ne olabilir?
Tek bir açıklaması var: HDP seçmeninin CHP'li Kılıçdaroğlu'na oy vereceğine inanmıyor. Çünkü Kürtlerin geçmişten günümüze taşıdığı bir CHP travması var. Birçok Kürt araştırmacısı, erken cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen insan hakları ihlallerinden CHP'yi sorumlu tutuyor. Kürtlerin CHP hafızasındaki Dersim olaylarının izleri hâlâ silinmiş değil. Ahmet Türk, kendi halkını tehdit ederken belki de bu konuların tekrar gündeme gelmesinin önünü kesmeye çalışıyordu.
KÜRTLERİN GERÇEK DOSTU ERDOĞAN'DIR
Birkaç söz de Ahmet Türk'ün tehdit ettiği Kürt vatandaşlarımıza... Son 20 yılda Kürt sorununun çözümü noktasında yapılanları sıralasak eminim birkaç yazı konusu çıkar. Ret ve inkâr politikaları artık geride kaldı. Devlet televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapıyor. İktidara geldiği günden bu yana "Kürt sorunu benim sorunumdur" diyen Tayyip Erdoğan gibi bir liderden bahsediyoruz.
AK Parti kadar Kürt sorunuyla yüzleşme cesareti gösterebilen başka bir iktidar gelmemiştir. Nereden bakarsanız bakın Kürtlerin gerçek dostu Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Size oy için gelen HDP'lilere şu soruyu sormanızı istiyorum: "1991 yılından bu yana Meclis'tesiniz. Bizim için atılan her adımı sabote etmekten başka Kürtler için ne yaptınız?"
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz