Türkiye, uzun yılar kendisine müttefik olarak gördüğü ABD'nin gerçek yüzünü tanımaya başladı. Suriye ve Ege'deki ABD varlığının doğrudan Türkiye'yi hedef aldığı artık herkes tarafından biliniyor. Son olarak ABD Büyükelçiliği'nin İstanbul'daki konsoloslukları örgütleyerek toplu bir kapatma kararı alması, Türkiye düşmanlığının hangi boyutlara geldiğini bize gösteriyor. ABD, Türkiye'deki siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. Batı'dan 'Aferin' almaya çok meraklı olan 6'lı masa ise ABD tarafından kullanılmaya dünden razı.
46 YIL SONRA YİNE AYNI PAZARLIK
6'lı masanın üyelerini birarada tutmak ve birlikte hareket ettirmek ise hiç de kolay değil. Siyasi egoları boylarını aşmış bu isimlerin hepsi farklı bir pazarlık peşinde. Bu pazarlıklar bize 1977 yılındaki Güneş Motel olayını hatırlatıyor. İlk kez oy kullanacak genç seçmen bu Güneş Motel pazarlıklarını bilmez. "11'ler olayı" olarak tarihe geçen bu pazarlıkta 11 milletvekili, Demirel hükümetine verilen gensoruya destek verdi. Bu sayede eline ne mi geçti? Ecevit'in kuracağı 42. Hükümet'te bakanlık koltuğunu kaptılar. Bu pazarlıkları da dönemin CHP'li İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil organize etmişti. 46 yıl sonra 6'lı masada Güneş Motel benzeri pazarlıklar yapılıyor.
KİM KAÇ MİLLETVEKİLİ ALACAK?
6'lı masayı oluşturan 4 partinin baraj sorunu var. Deva, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti tek başına seçime girerse yüzde 7 barajına takılacağı kesin. Dolayısıyla CHP listelerinden seçime girmeye çalışıyorlar. Kılıçdaroğlu'na "Sen bizim istediğimiz sayıda milletvekili ve bakanlıkları ver, biz de seni Cumhurbaşkanı adayı yapalım" diyorlar. Ama pazarlık öyle kolay değil. Siyasi kulislerde Gelecek ve Deva Partisi'nin 20 milletvekili istediği konuşuluyor. Zaten CHP'nin toplam 135 milletvekili var. Bu milletvekillerini de 6'lı masada dağıtırsa CHP'yi elinde tutamaz. Milletvekili ve bakan olma hayali ile yanıp tutuşan il başkanları, bürokratlar, parti yöneticileri büyük bir hayal kırıklığı yaşar.
Kılıçdaroğlu'nun bu dört partiye vereceği milletvekili sayısının 20'yi geçeceğini zannetmiyorum. 2018 seçimlerinde Saadet Partisi'ne 2 milletvekili vermişti. Bu sayı 2023 seçimlerinde biraz daha artabilir. Ama toplamda 4 partiye dağıtılacak milletvekili sayısı 20'yi geçemez. Babacan ve Davutoğlu 5 milletvekili ile yetinir mi yetinmez mi? Sorun çıkaracaklarını zannetmiyorum. Geldikleri siyasi geleneğe ihanet eden bu küçük partilerin liderleri, 3-5 vekil ve 1 bakanlık için seve seve ülkenin geleceğini feda edebilir.
Hakkaniyetli olmak açısından altını çizeyim. Güneş Motel pazarlıkları ile siyaseti dizayn etmeye çalışanlar 6'lı masadan daha ahlaklıydı.
GERÇEK TEHLİKE KOALİSYONDA
Bakanlık pazarlıklarında ise durum daha korkunç. Burada sadece 6 parti değil, FETÖ ve PKK/HDP'nin de bakanlık talebi olacak. Onu şimdilik düşünmek bile istemiyoruz.
Bence asıl tehlike bu Güneş Motel pazarlıklarında değil. Gerçek sorun Türkiye'nin korkunç bir koalisyon pazarlığının içerisine düşmüş olması. Davutoğlu "Cumhurbaşkanı kendi karar alırsa kriz çıkar" demiş ve yetki istemişti. Kılıçdaroğlu da bu isteği çok makul karşılamıştı. 1970'lerin koalisyon hükümetleri yıllarına dönersek, yönetilemeyen ve istikrarsız bir ülke ile karşı karşıya kalırız. Buna en çok sevinen de ABD olur.