Batı basınında 2. Dünya Savaşı öncesi gibi bir gerginlik var. Başta ABD, Almanya ve İngiltere olmak üzere pek çok ülke, sanki 3. Dünya Savaşı çıksın diye elinden geleni yapıyor. Erdoğan'ın uzlaştırıcı rolünden ise büyük rahatsızlık duyuyorlar. Türkiye'nin takındığı tarafsız tutumu bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Bu nedenle Türkiye ve Erdoğan aleyhine ne yazacaklarını şaşırdılar.
Bunun son örneğini Alman Frankfurter Allgemeine Gazetesi'nde gördük. Türkiye'deki organize dezenformasyonun Avrupa'ya sıçradığına şahit olduk. Ülkemizdeki "Karne hediyesi et" yalanı haberi vardı ya, işte o yalanı dün Alman basını tekrarlamış. Türkiye'deki yeminli Erdoğan düşmanlarının bile kurgu olduğunu kabul ettiği bu yalan haberi gerçekmiş gibi sütunlarına taşımışlar. Haberi yalanlayan aileyi ve kurgu habere imza atan muhabiri kovan televizyon kanalını da eleştirmişler. İşte böyle bir "utanmazlıkla" ve "yüzsüzlükle" karşı karşıyayız. Batı basını, konu Erdoğan düşmanlığı olunca bütün basın ilkelerini ayaklar altına almaktan çekinmiyor.
HALKTAN TOKAT OLARAK DÖNECEK
Seçimler yaklaştıkça çaresizliklerini iyice açığa vuran 6'lı Masa, 11. toplantı sonrası yaptıkları açıklamada "Erdoğan'ın adaylığını kabul etmeyeceklerini" ilan etmişler. Muhalefet, 2007 yılındaki "367 rezaleti"nin bir benzerini gündeme getiriyor. Bu girişim, halk tarafından muhalefete yeni bir tokat olarak dönecektir.
olan Kılıçdaroğlu, yaklaşık 1 yıl önce çıktığı canlı yayında, "Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını tartışma konusu yapmayacağız. O tartışmalar artık geride kaldı. Aday olmak istiyorsa buyursun gelsin" demişti. Şimdi ise Erdoğan'ın adaylığını engellemek için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyor. Kılıçdaroğlu'nun hayatı bu tür çelişkilerle dolu olduğu için ne desek boş. Daha önce Erdoğan'ın üniversite diplomasını gündeme getirmişlerdi. Askerliğini asteğmen olarak yaptığı, okul arkadaşlarının açıklamaları, dekanın ifadeleri ve diplomanın aslı ortaya çıkınca bir anda sesleri kesildi.
HİÇBİR YASAL ENGEL YOK
Peki Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasında bir engel var mı? Bilindiği gibi Anayasa'nın 101. Maddesi yeniden yazıldı. Bu düzenlemede, "Yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte yürürlüğe girer" deniyor. Bu yeni sisteme göre Erdoğan, 24 Haziran 2018'de ilk defa aday oldu ve seçildi. İkinci adaylığı ise 14 Mayıs 2023'te olacaktır.
Peki bunu muhalefet bilmiyor mu? Elbette biliyor. CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Komisyonu'nda konu gündeme gelmiş ve görüşülmüş. Görüşme sonrasında kabul edilen Anayasa Komisyonu Raporu'nda aynen şu ifadeler yer alıyor: "Teklifin kanunlaşması ile 2 dönem seçilebilme imkânında bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce görev yapmış cumhurbaşkanlarının görev dönemlerinin hesaba katılmayacağı tartışmasızdır."
Konu bu kadar net. Erdoğan'ın adaylığında hiçbir engel yok. Ancak muhalefet önümüzdeki 3 ayı bu konuyu tartışarak geçirecek. Bir şey çıkmayacağını onlar da biliyor. Maksatları ise seçmenin kafasını biraz olsun karıştırmak.