Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarihi bir grup toplantısına şahitlik ettik. Erdoğan, çeşitli dönemlerde siyasete kazandırdığı ve bugün 6'lı masanın kirli ayağı rolünü oynayan figüranlara haddini bildirdi.
Siyasetin nankör bir meslek olduğunu biliyorduk ama bu kadarını da tahmin etmiyorduk. Erdoğan'ın geçmiş dönemde cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve milletvekili yaptığı isimlerin Türkiye düşmanlığına soyunması gerçekten ibret verici bir durum.
Buna son örnek, Kandil ağzıyla siyaset yaparak PKK'nın oylarına göz kırpan Ali Babacan. Erdoğan'ın Babacan hakkındaki sözleri yenilir yutulur gibi değildi:
"Bu ahlaksız çıkmış, geleceklermiş de hesabını soracaklarmış. Rekabetin oluşması lazımmış. Sen git çocuk bezi satmaya devam et, senin işin değil bu. 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı."
Ahmet Davutoğlu'na gelince... Normal şartlarda Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerini başka biri işitse insan içine çıkamaması lazım:
"Yanında bir tanesi daha var, o da öyle. Bizden üniversite istediler, vakıflarına üniversite tahsisi yaptım. Kendisi ne zaman başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Biz de bu üniversiteyi, yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik. Türkiye'de başka örneği yok. Kalk sen bunu milletimize bir anlat bakalım."
DÜNYANIN GÖZÜ TÜRKİYE'DE OLACAK
Tüm dünya, Türkiye'deki seçim sürecini yakından izliyor. Washington Post, "Dünyanın en önemli seçimi" derken The Economist, "Erdoğan karşısında şansları yok" şeklinde analizlere yer veriyor.
Ama ben küresel güçlerin pes edeceğini zannetmiyorum. Önümüzde yaklaşık 4 ay var. Muhalefetin bütün beceriksizliğine rağmen Erdoğan'ın önünü kesmek için elinden geleni yapacaklarına eminim.
FETÖ'cüler, PKK'lılar, darbe heveslileri, 6'lı masanın aktörleri, kukla cumhurbaşkanı olmak için bekleyen siyasi aktörler topyekûn 14 Mayıs'ta bu "küresel çete"yle birlikte hareket edecektir.
Ama Türk seçmeninin ferasetinden de hiç şüphem yok. 73 yıl önce 14 Mayıs'ta "Yeter! Söz milletindir!" diyen Menderes'e desteğini veren bu millet, yine bir 14 Mayıs sabahı sandığa giderek bu kirli tezgâhı bir kez daha bozacaktır.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz