Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak kuruluşunun simgesi, 30 Ağustos Zaferi'dir. Ancak bu tarihi zaferi, aradan geçen 100 yıl boyunca ne tür değişiklikler olduğunu bilerek kutlamamız gerekir.
Örneğin, Kurtuluş Savaşı zaferi ertesinde bir Yunan şımarıklığını hatırlamak lazım. Çünkü yenik Yunanistan askerleri, kendi başbakanlarını ve komutanlarını kurşuna dizdiler. Aradan geçen yıllar boyunca Yunanistan'da hem darbeler oldu hem de Yunanistan işgal edildi. Ve sonunda Paris Anlaşması'yla Yunanistan'a bazı Ege adaları verildi. Herhalde orada şımardılar.
TÜRKİYE'NİN DÜŞMANLARI
Bu olaylara baktığımız zaman bağımsız Türk devletinin, kuruluşundan 100 yıl sonra nelerle uğraşmakta olduğunu çok iyi görebiliriz. Örneğin, üyesi olduğumuz ve çok önem verdiğimiz NATO ve başmüttefikimiz Amerika, şu anda Türkiye'ye karşı en az Yunanistan kadar şımarıklık yapıyor. Türkiye'nin can düşmanları olan "PKK/PYD ve FETÖ, ABD'nin birer piyonu durumundalar". Ayrıca ABD, Yunanistan'ın şımarıklığını katlayarak çoğaltacak bir silah yığınağını bu ülkeye yapmaktadır.
ABD'nin şımarttığı Yunanistan ise "Rus savunma sistemi S-300'ü", NATO üyesi bir komşusu olan Türkiye'nin uçaklarına karşı kullanmaktan çekinmiyor. Bu şımarıklığı ABD'den gizli yapması mümkün mü? Sonradan da Türkiye'ye, "Neden S-400 alıyorsun?" diye soruyorlar. Cevabı çok açık değil mi?
Kısacası, bu yüzyılda bin yıllık değişim olmuştur. Şu anda Türkiye her adımını atarken eski dostlarının kazdığı kuyulara düşmemeye dikkat ediyor. Bereket bilinçliyiz. Bereket Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi deneyimli bir siyasetçi, dünyadaki değişimlere uyumlu biçimde Türkiye'yi yönlendiriyor.
TEK EKSİĞİMİZ MUHALEFET
Eksiğimiz içerideki muhalefetin yetersizliğidir. Örneğin, 6'lı masa diye bir şey var. Bu masanın üyelerinden biri, Suriye krizinin mimarıdır. Diğeri, Sivas olaylarının gerçekleştiği şehrin belediye başkanıdır. Bir başkası, FETÖ ile kankadır. Altılı masanın lideri ise FETÖ'nün bir kaset komplosuyla parti başkanı olmuştur. Masanın tabii bir de "PKK ile bağını hiç koparmayan" gizli bir üyesi var.
Kısacası, Kurtuluş Savaşı'nın zaferini kutluyor ve Mustafa Kemal Atatürk'ü özlemle anıyoruz. Ama bilelim ki bugünkü şartlar, o günkülerden daha zordur. Bağımsızlığımızın kıymetini bilelim.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz