Sona eren NATO Zirvesi, tarihe karıştığı zannedilen Soğuk Savaş'ı yeniden başlattı. Bilindiği gibi NATO, Sovyetler Birliği'nin merkezinde olduğu Varşova Paktı'na karşı kurulmuştu. Yani komünizmin yayılmasına karşı Amerika'nın organize ettiği bir savunma örgütüydü. Sonunda Sovyetler Birliği çöktü, Varşova Paktı yok oldu ama nedense Varşova Paktı'na üye ülkeler çoğunlukla NATO'ya girdi. Fakat komünist olmayan Rusya, NATO tarafından yine düşman görülmeye devam etti.
NATO'nun tahrikleri sonucu Ukrayna sanki patlamaya hazır bomba gibi Rusya'ya tehdit olarak gösterildi. Sonuçta Rusya, Ukrayna'ya saldırdı ve böylece Amerika'nın önderlik ettiği NATO, dünyayı yeniden sıcak bir bunalıma sürükledi.
FETÖ VE PKK TEHDİDİ
Bu arada Türkiye, bir NATO üyesi olmasına rağmen Rusya'yla da yakın ilişki içerisindeydi. Hava savunma sistemi, Rusya'dan alınmıştı. Nükleer enerji merkezi, Rusya tarafından yapılıyordu.
Ve NATO üyeleri genel olarak Türkiye'yi çeşitli yollardan tehdit ediyordu. Türkiye'nin en büyük tehdidi olan PKK ve FETÖ terör örgütleri, NATO üyelerinden destek alıyordu. Amerika'nın PKK'ya milyarlarca dolarlık silah yardımı yaptığı biliniyordu.
Son dönemece gelindiğinde Türkiye hem Amerikan üsleri dolayısıyla Yunanistan'ı hem de teröre verdikleri destek dolayısıyla İsveç ve Finlandiya'yı Türkiye'nin karşıtı ülkeler olarak ilan etmişti.
SÖZLER TUTULACAK MI?
NATO Zirvesi'nde her şey değişti. Terörle mücadele edecekleri garantisini veren İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğinin yolu açıldı. Tabii bu verilen sözlerin, yapılan anlaşmanın ne ölçüde gerçekleşeceğini bilmiyoruz. Ancak Rusya durumdan hiç memnun değil. Örneğin, bir Rus siyasetçisi, Kruşçev'in Batılılar tarafından nasıl aldatıldığını Tayyip Erdoğan'la bağdaştıran bir konuşma yaptı.
Putin, NATO'nun gerginliği tırmandırdığını, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğinin Rusya'ya tehdit olduğunu söyledi. Durum bu minvalde. NATO Zirvesi'nin en başarılı ismi olarak Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gösteriliyor. Bundan sonra olacakları tahmin etmek zor. Örneğin, Erdoğan ile Putin'in diyaloğu acaba eskisi gibi devam edecek mi? Acaba Yunanistan'daki Amerikan üsleri kaldırılacak ve Türkiye'nin mavi vatanı Yunanistan tarafından da kabul edilecek mi?
Suriye'deki Amerikan destekli terörizme karşı Türkiye'nin yapacağı askeri harekât nasıl karşılanacak?
Dış politikada bir durum hakkında kesin yargıya varmak zordur. Bakalım sözlerini tutacaklar mı? Şu anda iyimserliğe kapılıp "Zafer kazandık" diye övünmenin de "Taviz verdik" diye yerinmenin de bir anlamı yoktur.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz