Madrid'deki NATO Zirvesi'nin en çok konuşulan ismi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Bir gün önce yaptığı toplantılarla İsveç ve Finlandiya'ya tezlerini kabul ettiren Erdoğan, bu iki ülkeye vetoyu kaldırdı. Terör örgütü YPG ve FETÖ, ilk kez NATO belgelerine girdi.
Anlayacağınız, Türkiye terörle mücadelede yeni bir hukuki zemin kazandı. Dün akşam Türkiye saati ile 19.00'da gerçekleştirilen Amerikan Başkanı Biden başta olmak üzere her görüşmeden olumlu sinyaller geliyor ve Erdoğan'a destek mesajları artıyor.
PKK'NIN TASFİYESİ ZOR
Ancak biliyoruz ki varılan mutabakatların gerçekleşmesi o kadar da kolay olmayacak. Gerek İsveç'in gerekse Finlandiya'nın iç hukuklarında değişikliğe gidilmeden bu ülkelerdeki PKK'lıların tasfiyesi pek mümkün görünmüyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "39 teröristin Türkiye'ye teslim edilmesini isteyeceğiz" demişti. Ancak yine ekleyelim: Türkiye'nin istekleri ve mutabakata geçen maddeler epey uzun bir zaman tartışılacak.
Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya girmeleri, Rusya'nın Baltık kıyısından da kuşatılmasına yol açacağı için Moskova'da muhtemelen hiç hoş karşılanmayacak. Bu arada NATO Zirvesi'ne katılanlar, Putin'i aşağılama yarışına devam ediyor. Mesela, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, "Putin kadın olsaydı Ukrayna'ya saldırmazdı" dedi.
TRUMP'I ZOR GÜNLER BEKLİYOR
Amerika'da eski başkan Donald Trump'ın popülaritesi arttıkça işi de zorlaşıyor. Başkanlığı döneminde kongreyi işgal edenler hakkında Trump'ın bilgisi olduğunu iddia edenler medyaya önemli açıklamalar yapıyor. Belli ki Trump'ın yeniden seçilememesi için engeller çıkaracaklar. Önümüzdeki ara seçim Amerika için belirleyici olacak.
Aynı zamanda kürtajın yasaklanması dünya çapında yankı buldu. Bazı kiliseler kürtajı mümkün kılmak için kilise kapılarının açılacağını söylemeye başladı. Normal şartlarda kiliselerin kürtaja karşı olduğu biliniyor. Anlayacağınız, ABD'nin ekseni her açıdan kaymış durumda.
YUNANİSTAN'IN KORKUSU
ABD'nin sürekli kışkırttığı Yunanistan'ın Türkiye'den bu kadar korkmasının sebebi de belli oldu. Komşuda ciddi biçimde küçülme tehlikesi var. Doğum oranı sıfıra yakın olduğu için Yunan halkı giderek yaşlanıyor ve nüfusu da giderek azalıyor. Yaşlı nüfus aslında bütün Avrupa'nın en büyük korkusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan boş yere "En az 3 çocuk" demiyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz