Haftanın bombası, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın NATO pazarlığı yapmaya gelen İsveçli ve Finlandiyalı diplomatlar için "Hiç zahmet etmesinler" demesiydi. Tüm dünya medyasında yankı bulan bu sözler, İsveçli ve Finlandiyalı yetkililer tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Ancak bu nasıl bir şaşkınlıksa onları teröre destek verme halinden hiç geri koymadı.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA SAMİMİ Mİ?
Önümüzdeki hafta İsveç'te PKK'ya bağlı örgütlerin gösterileri olacak. Ve böyle bir ülkeye eğer Rusya saldırırsa bir NATO üyesi olarak biz de onları korumak zorunda olacağız.
Anlaşıldığı gibi bu iki ülkenin NATO üyesi olması hem Türkiye'nin çıkarlarına tamamen zıt hem de dünya barışı için çok olumsuz. Zaten Putin, "İsveç'in ve Finlandiya'nın NATO üyeliği Rusya'yı korkutmuyor, ancak bu üyelikler bölgede büyük huzursuzluğa sebep olacak" diyor. Tabii başta Amerika olmak üzere tüm NATO üyesi ülkeler, FETÖ ve PKK ile ilişkilerini kesip teröristlerin iade edilmelerinde yardımcı olurlarsa, uyguladıkları yaptırımları kaldırırlarsa ve Yunanistan'ı Türkiye'ye kışkırtmaktan vazgeçerlerse her şey konuşulabilir.
YUNANİSTAN OYUN PEŞİNDE
Bu arada adalarını Amerikan silahlarıyla cephaneliğe çeviren Yunanistan, Türkiye-NATO gerginliğinden faydalanarak F-35'lere de göz dikti. Yunanistan Başbakanı Miçotakis, bu uçakların kendilerine verilmesi için Amerika'ya talepte bulundu. Anlaşılan Yunanistan, bu aralar gözden düşen PKK ve FETÖ'nün yerini alacak.
Görülen o ki bundan sonra Amerika Birleşik Devletleri, vekâlet savaşlarını terör örgütleriyle değil "devlet yavrularıyla" götürecek. İlk kurban Ukrayna oldu. İnşallah ikincisi Yunanistan olmaz.
Fransa'nın yeni başbakanı Elisabeth Borne adında bir kadın oldu. Böylece Fransa'da Beşinci Cumhuriyet'in ikinci kadın başbakanı olarak göreve geldi. Bir kadın olarak yaşanan gerilimi azaltacak mı yoksa körükleyecek mi göreceğiz.
AĞAÇ KARŞITLARI SAHNEDE
İç siyasette ise bu haftanın gündemi, küfürlü ve hakaretli tweet'lerden bir kahraman çıkarma çabalarıydı. Bu çerçevede Gezi'de ağaç kesildi diye ayaklandırılan kitle, bu defa Atatürk Havalimanı'na ağaç dikilecek diye kışkırtılmaya çalışıldı. Yabancı düşmanlığı kaşınarak başlatılan süreç fiilen ağaç karşıtlığına dönüştü. Tabii Atatürk ismini istismar etmekten de geri durmuyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, A Haber'de canlı yayına çıkarak bütün bu iddialara cevap verip "Biz hangi millet bahçesini sattık ki bunu satalım; ne konut, ne ticaret, ne de imara açacağız" dedi. Önemli bir konunun da altını çizdi: "Acil inişler için bir pist sürekli açık kalacak."
Bütün iddialara birinci ağızdan net bir şekilde cevap verildi. Ancak sosyal medyada bilgi kirliliği yayılmaya devam ediyor. Ancak gözden kaçırdıkları bir şey var ki, Türk toplumu bu konularda artık çok tecrübeli.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz