NATO'nun Türkiye'ye neler yaşattığını hatırlamak lazım. Mesela bir olay var ki bunu hatırlayınca NATO'nun faydası da zararı da ortaya çıkar.
1963-64 yıllarında Kıbrıslı Rumlar, EOKA diye bir örgüt kurmuşlar, Türkleri öldürüyorlardı.
Hatta bir Türk binbaşının banyoda kanlar içindeki cesedi gazetelere de yansımıştı.
ABD'DEN RUSYA'YA DESTEK
Dönemin Başbakanı İsmet İnönü, Türk uçaklarını Kıbrıs üzerinde uçurarak EOKA'yı yıldırmayı planlıyordu. Ancak aynı gün Moskova'dan Kruşçev imzalı bir mektup geldi.
Sovyetler Birliği Genel Sekreteri, "Türkiye, Kıbrıs'a müdahale ederse Sovyetler Birliği de Türkiye'ye müdahale eder" diyordu.
Bu mektuba garip biçimde bir destek Amerika'dan geldi. Amerikan Başkanı Johnson da Kuruşçev'in mektubuna destek veriyordu.
Başbakan İsmet İnönü çok sinirlendi ve "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de bu dünya içindeki yerini alır" dedi.
Sonra olanları hatırlayalım... Önce İnönü Washington'a çağrıldı, döndükten sonra da bir bütçe oylamasında başbakanlıktan düşünce yerine Suat Hayri Ürgüplü getirildi.
TEHLİKELİ BİR SİLAH
Eğer bugün "NATO bizi ne kadar koruyor?" diye düşünürseniz daima bu olayı hatırlayın.
Günümüze gelecek olursak, NATO'dan çıkmak diye bir şey söz konusu olamaz.
Ancak NATO, arkası önünden daha tehlikeli olan bir silaha benziyor.
Bereket artık bütün bunların farkında olan bir yönetime sahibiz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz