Putin, Ukrayna'dan bağımsız yaşayan iki ayrılıkçı bölgeye müdahale için askeri harekât başlattığında uluslararası kamuoyu bunu kısmen kabullenmişti.
Ancak aradan 3 gün geçtikten ve hedefin tüm Ukrayna olduğu anlaşıldıktan sonra Putin'in işin tadını kaçırdığı ortaya çıktı.
İnsan kayıpları, yıkılan evler ve yüz binlerce göçmen şu anda Putin'in yarattığı tablonun figürleridir.
Açıkçası, barış zamanında böyle bir askeri harekât akla aykırıdır.
UKRAYNA'YI YÜZÜSTÜ BIRAKTILAR
Rusya'nın kendi dengelerini yeniden kurmak için 45 milyon nüfuslu bağımsız bir ülkeye saldırması kabul edilemez.
Nitekim Putin'e yönelik tepkiler Rusya içinde de tırmanmaya başladı. Gelgelelim tek sorumlu tabii ki Putin değil.
Ukrayna'yı adeta kurban olarak Rusya'nın kucağına iten taraflar, Batı dediğimiz NATO'culardır, Amerikancılardır, Avrupacılardır.
Sonuçta perişan Ukrayna'nın hiçbir ihtiyacını karşılayamıyorlar ve mukabele olarak birtakım yaptırımlardan başka hiçbir şey yapamıyorlar.
Oysa biliyoruz ki, bu savaş olmasa da Batı zaten Rusya'ya yaptırımlar uygulamakta.
Olayın ne zaman biteceğini kestiremiyoruz ama barış döneminde bu 3 günlük savaş, sanki sonsuz bir dünya savaşı gibi toplumları yordu.
ÇİN DAHA DA GÜÇLENECEK
Şimdi bütün devletler kendisini Ukraynalıların yerine koyuyor.
"Böyle bir saldırı halinde, hava kuvvetlerimiz de güçlü değilse ne yapardık?" diye düşünüyor.
Bir başka olay da şu: Rusya'nın izolasyonu Çin'in gücünü artıracaktır.
Bu iki ülke Pasifik'ten başlayıp Karadeniz'e kadar uzanan bir güç alanı oluşturacaktır.
Ayrıca Putin'in son saldırılarına Hindistan'ın, Azerbaycan'ın ve Suriye'nin destek verdiğini de unutmayalım.
Biz Türkiye olarak dostluktan yanayız ve Ukraynalıların bahtsızlıklarına yanıyoruz.