Dünyanın düzeni çok bozuk. Bunu eğer kendi tarihimizde ele alırsanız çok somut bir örneği olarak Kıbrıs Barış Harekâtı'nda görürsünüz.
1974'te Kıbrıslı Türklere karşı katliam hazırlığı yapılıyordu.
O dönemdeki Ecevit-Erbakan hükümeti duruma müdahale etti ve Kıbrıslı Türkler kurtarıldı.
Ama sonuçta Amerika, Türkiye'ye ambargo uyguladı.
Türkiye, dünyadan izole edilmek istendi.
HALK KAYBEDİYOR
Sonuçta önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı.
Türkiye'ye karşı yapılan baskıların sonucunda, askeri alanda kendine yeterli bir ülke haline gelme yolunda önemli mesafeler alındı.
Ve yapılanlardan anlaşılıyor ki Türkiye'nin savaş sanayii daha da gelişecek.
Ancak bizim barıştan, demokrasiden, özgürlükten beklediğimiz bu muydu?
Yani askeri açıdan güçlenmek ama Barış Gücü olarak Amerika karşısında veya Rusya karşısında etkisiz olmak...
Şimdi bir başka olay var: Kazakistan. Dünyada yüzölçümü en büyük 10 ülkeden bir tanesi.
Bu ülkede 19 milyon insan yaşıyor. Ve nedenini tam bilmediğimiz bir halk ayaklanması sonucu büyük olaylar meydana geldi.
Bunun sonunda Rusya mı kazanacak yoksa başka bir ülke mi hiç bilmiyorum, ama Kazak halkı kaybediyor.
KIYMETİNİ BİLELİM
Türkiye işte bu noktada bunlardan farklı.
Yani eski Sovyet cumhuriyetleri olan Türk çoğunluklu ülkelerde hukuk da insan hakları da yok ve gerekirse ölüm var.
Ama Türkiye hukuksuz olamaz.
Yeni bir birlik arayışı içindeyken Türkiye'nin Kazakistan'a nasıl bir katkısı olur, şu an için bilinmiyor.
Bugün e Kazakistan'ın acıklı durumunu izlerken bunları düşündüm.
Türkiye'nin demokrasisinin ve hukuk devletinin kıymetini bilmeliyiz.
Bunlar bağımsızlığımız kadar önemlidir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz