Bu hafta Türkiye, hem Bakanlar Kurulu'ndan hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden önemli haberlerin gelmesini bekliyor. Tabi ki bu önemli haberlerin hepsi insanların geçimi ile ilgili. Memur maaşlarına yapılacak artışlar, piyasa düzenlemesine ilişkin adımlar herkesin ilgisini çekiyor. Ancak bir gerçek var. Bütün gösterilen bu önemli çabalara ve başarıları rağmen bazı fırsatçılar yüzünden raflardaki fiyatlar düşmedi. Manava, çarşıpazara, zincir marketlere gittiğiniz zaman döviz kurlarındaki düşüşe rağmen etiketlerin hâlâ değişmediğini görüyoruz. 'Döviz endeksli TL mevduatı' sisteminin getirilmesi çok radikal bir karar. Toplum bu önemli hamlenin sonuçlarını daha kısa sürede görmek istiyor. Burada sadece hükümete değil üretimin ve satışın tüm aşamalarındaki aktörlere önemli sorumluluk düşüyor.
Sanırım bu konuda yapılan yanlış geçmişteki gelişmelerin yanlış değerlendirilmesine dayanıyor. Türkiye'nin döviz kurunun günlük hayatı etkilemediği bir ekonomik modele geçmesi gerekiyor. Türkiye'ye özgü yeni ekonomik model, bu açıdan çok önemli.
Erdoğan'ın seçtiği kadroların da yeni ekonomik modeli uygularken ekonominin genel kurallarına da mutlaka uymaları gerekiyor. Bu denge gözetilirse 2022 yılında ekonomik bir başarı beklemek hayal olmaz.
2023 seçimlerine kadar önümüzde uzun bir süre var. Türkiye, her alanda gelişiyor, üretimi ve ihracatı artıyor. Dahası jeopolitik olarak önemli bir noktadayız ve genç bir nüfusumuz var. Ümitsiz olmamız için hiçbir nedenimiz yok. Yeter ki ekonomiyi yönetenler, genel kuralları unutmadan yeni ekonomik modeli hayata geçirmekte kararlı olsunlar.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz