Toplumların da dünyanın da beklentisi barıştır, ancak barış bazen şiirlerde, bazen şarkılarda, çoğunlukla da hayallerde kalmaktadır.
Yaşadığımız günlere baktığımızda sadece Türkiye'nin değil dünyanın çeşitli ülkelerinin barışı çok özlediğini görebiliriz.
Örneğin, Latin Amerika'yı arka bahçesi sayan Amerika Birleşik Devletleri, bu bölgedeki devletlerde darbeden iç savaşa kadar her şeyi körüklemiştir.
Yetmezmiş gibi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Uzakdoğu'da başlayan ve Ortadoğu'yu da içine alan hayırsız komplolar bizi de rahatsız etmektedir.
Son olarak Biden yönetiminin Türkiye'yi suçlayan açıklamaları, ülkemizi hedef alan terör örgütlerine de açık bir destektir.
Biz Türkler barışa 1923'te Lozan'la kavuştuğumuzu sanıyorduk. Oysa o günden bugüne nice tehditler karşımıza çıktı. Örneğin, savaş sayılmasa bile 1974 Kıbrıs müdahalesi silahlı bir çatışma değil miydi?
LALE DEVRİ
Tarih kitaplarını karıştırırken Osmanlı tarihinde savaşsız geçen bir 12 yıl vardır.
Osmanlı'nın Avusturya ile imzaladığı barış anlaşmasından sonra 12 yıl süren ve Patrona Halil ayaklanmasıyla biten bu döneme "Lale Devri" denilir.
Bu dönemin farkına varan Yahya Kemal Beyatlı olmuştur.
Bu dönemin Osmanlı'ya huzur, refah ve bereket getirdiğini tarihçi Ahmet Refik Altınay'a söyleyince, Altınay "Lale Devri" başlığıyla bir kitap yazmış ve bu barış devrini kitleye aktarmıştır.
Besteci Osman Nihat Akın, "Bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi" şarkısını Altınay'ı kaybettikten sonra yazmıştır.
Şair Nedim'in, Sadrazam İbrahim Paşa ve Padişah Üçüncü Ahmed'in simgelediği, İstanbul'da yeni binaların yapıldığı, sanat dünyasında sayısız güzel çiçeğin açtığı Lale Devri, bizim barışa duyduğumuz özlemin somut ifadesidir.
Dilerim 2023 sonrasındaki Türkiye, tıpkı Lale Devri'ndeki gibi barışın, güzelliklerin, iyiliklerin egemen olduğu bir ülke haline gelir.
Günlük siyasi kısır kavgalar ve uluslararası komplolar dilerim geçmişte kalır.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz