Eruh'ta PKK'nın ilk baskınının gerçekleştiği günü hatırlıyorum. Başbakan Turgut Özal doğal olarak işi önemsizleştirmeye çalışmıştı. Ama daha sonra birileri iyice tırmandırdılar işi. Ve olay bir iç savaş provasına kadar dayandırıldı. Çünkü dışarıdan beslenen sadece PKK değildi.
Dün İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı'nın açıklamalarını dinlerken, Türkiye'de hepimizin ülkenin yarınına olan güveninin neden arttığını bir kez daha hissettim.
Çataklı'nın açıklamalarını hatırlayalım mı?
Büyük sayılar
İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, haziran ayında kırsalda 11 bin 914, terör örgütlerinin şehir yapılanmasına yönelik de 1456 iç güvenlik operasyonu düzenlendiğini belirterek operasyonlarda sözde üst düzey 7 teröristin aralarında bulunduğu toplam 92 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Terörle mücadelenin, Türkiye'ye silah doğrultmuş başta terör örgütü PKK olmak üzere tüm terör örgütleri tamamen bitirilinceye ve son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edeceğinin altını çizen Çataklı, "etkisiz hale getirilme" kavramıyla ilgili geçen günlerde şaşırtıcı bir manipülasyonla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Güvenimiz tamdır
Kamuoyuna sürekli olarak açıklanan bu raporlardaki rakamlar, aslında bir savaş yaşayan ülkenin halini de yansıtabilir. Ama durum öyle değil. Artık sorun bir asayiş sorunudur ve bu alanda Türkiye'nin üstesinden gelemeyeceği hiçbir durum yoktur.
Önceki gün sözü gençlere bırakan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplum olarak kendimize olan güven artışını çok doğru tahlil etti.
Erdoğan, NATO Zirvesi'nin kendileri için gerçekten çok anlamlı olduğunu belirterek, "Bu zirvenin içerisinde olan liderler arasında, ben demeyi pek sevmem, ancak şu anda en kıdemli olan lider bendim. Ve 18 yıl geçti, her yıl tabii birçok lider ya siyasetten kopuyor veya tekrar giremiyor. Hamdolsun milletimin teveccühü sayesinde biz yola devam ettik, devam ediyoruz" diye konuştu.