Ülkede şu ya da bu nedenle bir gerginlik olduğunda, vatandaşlar iki şeyi öncelikle beklerler. Birincisi, bu gerginlik ülkenin asayişini zaafa uğratacak bir anarşik eyleme dönüşmemelidir. Yani güvenlik güçleri ve adliye bu konuda kararlı davranmalıdır... İkinci beklenti de siyasi sorumluluk taşıyanların gerginliği sürdürmekten kaçınmalarıdır. Eğer eylemcilerin sebep olduğu gerginliği iktidar sahipleri de söylemleriyle sürdürürlerse, ülkede güvensizlik ve mutsuzluk egemen olur.
Gezi kalkışması
Bugünlerde Boğaziçi Üniversitesi'nde görülen eylemlerin çok ileri aşamalara ulaşanlarını "Gezi kalkışması" sırasında görmüştük. Bu kalkışmayı örgütleyenlere karşı başlangıçta hoşgörüyle yaklaşıldı. Bunların sözcüleriyle diyalog kuruldu... Hatta bunların çeşitli yatırımlara karşı oldukları da bildiri şeklinde açıklandı. Ama başlangıçtaki hoşgörü işe yaramayıp kent anarşiye gömülünce, sert ve kararlı biçimde müdahale edildi. Sonunda eylemler durdu.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Tahrikçiler mi var?
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlerde, bu aşamaların yaşanılması gündemde değil. Güvenlik güçleri en sert şekilde müdahale edip eylemcileri gözaltına alıyorlar. Yapılan açıklamalarda da eylemcilerin tümünün öğrenci olmadığı duyuruluyor. Bu arada New York Times gibi gazeteler eylemleri haklı bulan yorumlara yer verirken, mesela Ekrem İmamoğlu veya Ali Babacan gibi isimler de eylemcilere hoşgörülü davranılması için çağrılar yapıyorlar.
Gerginlik bitmeli
Geçmişte hem bu tür eylemlerle hem de 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle karşı karşıya kalmış olan deneyimli AK Parti iktidarının, hem eylemlere karşı önlem alması hem de ortamı gerginlikten arındıracak güler yüzlü yaklaşımlar sergilemesi, siyasi aklın gereğidir.