Siyasetin ne kadar ciddi ve sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu öğrenmek isteyenler bugünün Türkiye'sinden çok şey alabilirler. Düşünün ki bir yanda koronavirüs salgınının getirdiği zorluklar ve darboğazlar var. Bunların faturası doğal olarak iktidara kesiliyor. Muhalefet için sanki böyle bir durum yok gibi... Diğer yanda da hem FETÖ terörü hem de PKK terörü var gündemde. Muhalefet bu konuda da adeta seyirci ve seyirciden öteye HDP ile aşk ilişkisi kurmuşlar.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Cumhur İttifakı
Öncelikle şunu hiç unutmayalım. Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ertesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin oluşturdukları "Cumhur İttifakı" hem demokrasiyi güvenceye aldı hem de siyasi istikrar kalıcı hale geldi. Ve ayrıca bilelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başka hiçbir siyasetçi FETÖ ile yapılan mücadelenin benzerini gerçekleştiremezdi.
FETÖ komplosu
Düşünebiliyor musunuz? Şu andaki ana muhalefetin lideri bir FETÖ komplosu ile değiştirildi. Ve bu FETÖ denilen belanın arkasında da CIA ve Amerikan derin siyaseti var. FETÖ'nün Demokrat adaylara büyük miktarda para yardımı yaptığını herkes biliyor. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne sızan FETÖ'cülerin temizlenmesi için hiçbir taviz vermiyor.
Terörle mücadele
1984'ten bu yana süregelen PKK terörü ise bu dönemde çok ağır darbeler aldı. PKK'nın arkasında da Amerika'nın bulunduğu, PYD oluşumuna hem para hem de silah verildiği biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan gerek İçişleri Bakanı'nı gerekse Milli Savunma Bakanı'nı bu konuda tavizsiz olmaları için yönlendirdi. Ve sonuç ortada.
Evet... Bir yandan koronavirüs salgınının getirdiği zorluklarla, diğer yandan terörle mücadele edebilen bir siyasi irade gerekiyor bugün...