İki ülke müttefik olunca, arada hiçbir sorun kalmaz zannedenler yanılıyor. Öncelikle bu iki ülkenin yürekten birbirleri ile eşit olduklarına inanmaları şarttır. Ayrıca bu iki ülke arasında herhangi bir konuda anlaşmazlık çıkarsa, iki ülkenin de kabul edecekleri bir üst karar merciinin belirlenmesi, ittifakın sağlığı açısından gereklidir.
Patron havasında
Türk-Amerikan ittifakında bu söylediklerimizin hiçbirisi mevcut değil. Birincisi bu ittifakın ortakları eşit değildirler. Amerika Birleşik Devletleri oldum olası kendisini bu ittifakın patronu olarak görüyor. Ayrıca çıkan anlaşmazlıklar konusunda Amerika Birleşik Devletleri her zaman kendisini haklı görmekte ve yetmezmiş gibi Türkiye'ye cezalar uygulamaya kalkmaktadır.
Sağlıksız ittifak
Son olarak S-400'ler bahane edilerek gündeme getirilen ve Türkiye'ye uygulanan ceza içerikli yaptırımlar, bu ittifakın neden sağlıksız olduğunun kanıtıdır. Ayrıca bu gibi durumların sıklaşması, ittifakın sonunun yaklaşmakta olacağının da kanıtı sayılabilir. Türkiye'nin talep ettiği hava savunma sistemlerini vermeyip, buna karşı Türkiye'nin Rusya'dan hava savunma sistemi almasına ceza kesen anlayış, nasıl kabul edilebilir ki?
Hür dünya mı?
Soğuk Savaş yıllarında Amerika'nın her yaptığının sessizce kabullenilmesi doğal görülürdü. Çünkü biraz abartılmış bir Sovyet tehlikesi vardı ve Amerika bu tehlikeye karşı tek sığınak gibi kabul edilirdi. Ne var ki Amerika soğuk savaşın geçtiğini bir türlü göremedi ve kendisini hâlâ "Hür Dünya" denilen hayal dünyasının patronu olarak görüyor.
Bardak taşıyor
Bu işin sonu acaba nasıl bitecek? Amerika, PKK/PYD terör örgütünü silahlarla ve parayla desteklerken, bir yandan da kendini savunmak için S-400'leri alan Türkiye'yi cezalandırmayı sürdürebilecek mi? Türkiye'nin savlarını görmezden gelip, Kıbrıs Rumları ile diyalog kuran bir Amerika, acaba daha ne kadar süre ile İncirlik'te üs sahibi olabilecek?
Bekleyelim, göreceğiz...