Dağlık Karabağ'ın gerçek sahibi olan Azerbaycan'a geri dönmesi, çok boyutlu gelişmeleri de gündeme getirmiş bulunuyor. Bu gelişmelerin başında Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan'ın artık sonsuza kadar sürecek olan beraberlikleri bulunmaktadır.
Yeni Türkiye
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan Bakü'de İlham Aliyev'le durum değerlendirmesi yaparlarken, bir yanda Fransa'nın Macron'u diğer yanda da Ermenistan'ın Paşinyan'ı, dünya gerçeklerinin farkında olmamanın bedelini ödüyor olacaklar. Söz konusu gerçeklerin başında ise "Yeni Türkiye" bulunuyor. Bir yanda Doğu Akdeniz'deki haklarını savunan, diğer yanda Suriye toprakları üzerinde bir uydu-terör devleti kurulmasının önüne geçen ve aynı anda Irak topraklarında üslenen PKK'ya göz açtırmayan bir Türkiye var. Ve bu Türkiye, Libya'nın kaderinde de ağırlıklı söz sahibidir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Akılsız Macron
Özellikle Fransa'nın Macron'u yeni Türkiye gerçeğini ıskaladığı için, şimdi Ermenistan'ın yenilgisine ortak olmak konumunda bulunuyor. Belki bu durumun sebebi, Macron'un bir siyaset adamı değil, derin sermayenin ya da Rothschild'lerle Soros'un birlikte ürettikleri bir kişi olmasıdır. Siyaset mesleğine yabancı olduğu için yaşanılan zamanın eskisinden çok farklı olduğunu görememiş ve sanki Fransız sömürgeciliğinin güzel günleri hâlâ yaşanılıyormuş gibi davranmıştır.
Türkiye'nin ağırlığı
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlham Aliyev'le durumu değerlendirirken ve yarın Türk askerlerinin de katılımı ile Bakü'de zafer yürüyüşü yapılırken, yeni dünyanın bu bölgeye yansıyan güç dengeleri, bir kez daha gözlemlenecektir. Sanırız aklı başında hiçbir siyasetçi bu dengeleri değerlendirmeden başarılı olamayacaktır. Özellikle Yunan siyasetçilerin beklentilerinde ölçüyü kaçırmamaları tavsiye edilmelidir.