Sevgili arkadaşım Alinur Velidedeoğlu, Instagram sayfasına çok çarpıcı bir fotoğraf koymuştu. Bu fotoğrafta bir masanın üzerinde bilgisayar, telefon, fax makinesi, radyo, televizyon gibi aygıtlar vardı. Masanın yanında duran adamın elinde bir film kamerası, kolunda asılı olarak bir fotoğraf kamerası falan vardı. Ayrıca bir fener, bir kasetçalar da bulunuyordu masanın üzerinde.
Ve fotoğrafın altında şöyle yazılıydı: Bu fotoğrafta gördüğünüz bütün aygıtların hepsi akıllı cep telefonunuzda bulunuyor.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Garip bir dünya
Yaşadığımız zamanları düşününce akıllı cep telefonlarının hayatımızı nasıl etkileyip değiştirdiğini bir kez daha hissedersiniz. Diyelim ki Tokyo'da bir sokakta yürüyorsunuz. İstanbul'daki arkadaşınız nerede olduğunuzu bilmeden sizi telefonla arıyor. Bu arama uydular aracılığı ile kıtaları ve okyanusları aşıp, arkadaşınızın cebindeki telefonu çaldırıyor. Ve isterseniz bu aramayı görüntülü yapıp, Tokyo'daki o sokağı da görebilirsiniz. Ve o telefonla dilediğiniz müzik parçalarını dinler, en son haberleri gözden geçirebilirsiniz.

Ve garip bir salgın
Ancak eskisinden çok farklı olan şimdiki zamanlarda insanlığın virüslere dayalı bir salgınla başa çıkamadığını ve evden sokağa çıkmanın yasak olduğu dönemlerin yaşandığını da, şaşkınlık içinde gözlemlersiniz. Ya da bizi 1984'ten beri uğraştıran PKK terörünün Amerikan desteği ile güçlendirildiğini ve bu arada insansız hava araçlarımız ile nefes alamaz hale getirildiklerini de görürsünüz.

Kuşkularımız
Bu çelişkilerle dolu günümüz dünyasında insanlığa kurtarıcı olarak sunulan aşılar konusunda, doğal olarak kuşkularla doluyuz. Bunlar gerçekten DNA yapımızı değiştirecekler mi ya da vücudumuza zerk edilecek bir çiple hayatımız gözetime mi alınacak? Veya bu hastalık ortada yokken Bill Gates nasıl oldu da aşıya milyonlarca dolar yatırım yaptı?
Evet... Yaşıyoruz ve kuşkulanıyoruz.