Tabii ki hepimiz demokrasiden yanayız. Hasretle 1930'lu yıllara duydukları özlemi seslendirenler de kendilerini demokrat olarak görüyor. CHP'lilerin sözcüleri de, partilerini Türk demokrasisinin kurucusu olarak sunuyorlar.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Anti demokrat tutumlar
Anlaması güç olan durum, anti demokrat tutumlarla demokrasinin nasıl bağdaşabileceğidir. Örneğin demokrasinin vazgeçilmezlerinden olan siyasi partiler birbirleri ile farklı görüşlere sahip olsalar da, asgari müştereklerde mutlaka birleşirler. Bu asgari müştereklerin başında ise şiddete karşı olmak ve ülkenin bütünlüğünü savunmak vardır.
CHP ve HDP
İşte bu noktada CHP'nin özellikle HDP ile yaptığı işbirliği ve İYİ Parti'nin FETÖ ile kuşkulu birlikteliği gündeme geliyor. CHP'nin halkı sokağa dökmeye çağıran PKK'lılara karşı bir ses yükselttiğini pek duyan yoktur. Bu arada FETÖ güdümlü ve Amerikan kaynaklı 15 Temmuz 2016 darbe girişimi konusunda da suskun değil midir? Aynı şekilde Millet İttifakı'nın üyesi İYİ Parti'nin FETÖ ile bağlantıları konusundaki söylemler de ayyuka çıkmamış mıdır?
Tehdit altında
İşte bu tabloda tehdit altında olan sadece Türk demokrasisi değildir. Türkiye'nin bütünlüğü ve toplumun istikrarı da tehdit altındadır. Gerçekten Türk demokrasisini kendilerinin kurduğuna inanan CHP'lilerin, bu gerçeklerin ışığında mutlaka harekete geçmeleri gerekmez mi? Partinin lideri olan kişinin bir gün iktidar olabilecekleri yolunda hiçbir beklentisi olmadığının kanıtı, kendisi dururken başkalarını cumhurbaşkanı adayı göstermesinden belli değil mi?
Evet... Derin CHP'lilerin bu duruma artık yeter demelerini bekliyoruz.