Dünyada hangi ülkenin hiç problemi yok ki, Türkiye'nin problemlerine sanki çözümsüzlermiş gibi bakalım? İngiltere Brexit'e mi, Amerika tırmanan ırk ayrımı tehlikesine mi, Fransa Sarı Yelekliler'in sorunlarına mı çözüm üretebiliyor ki?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Ersin Tatar seçildi
Eğer tarafsız bir gözle bakabilirseniz, kriz yaratabilecek sorunlarımızın birer birer çözüme kavuştuğunu görebilirsiniz. Örneğin Kıbrıs'taki Cumhurbaşkanı seçiminde Ersin Tatar'ın kazanması ile muhtemel bir kriz önlenmedi mi? Bu şekilde Kıbrıs Türkleri ile Türkiye'nin yollarının ayrılması ihtimali devre dışı bırakıldı... Bunun gibi devlet içindeki FETÖ yapılanmasının tasfiyesi konusunda atılan adımlar görmezden gelinebilir mi? Son olarak yargıdaki tasfiyeler bu alandaki kararlılığın yansımaları değil mi?
Doğalgaz bulundu
Ne kadar karamsar olsanız da Türkiye'nin çeşitli alanlardaki dışa bağımlılığının inişe geçtiğini görmez misiniz? Karadeniz'de bulunan doğalgaz, bu alandaki buluşların sadece ön habercisi niteliğinde... Türkiye'nin insansız hava araçları savaş alanlarında tankların rolünü asgariye indiriyor. Türkiye'nin taraf olduğu ya da doğrudan ağırlığını koyduğu kriz noktalarında olumlu gelişmeler var. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ cephesi veya Libya bu olumlu gelişmelerin yer aldığı coğrafyalar.
Karamsar olmayalım
Özetle karamsar olmayalım. Evet, döviz kurları moral bozucu rakamlara dayanıyor. Ama yakın ve uzak tarihte döviz kurlarının siyasal ya da ekonomik kaderimizi belirlediğini ne zaman gördük ki? En çarpıcı rakamların ardından hep çözümler gelmedi mi?
***
Markar Esayan'dan sonra Bekir Coşkun'u da kaybettik
Meslektaşım Bekir Coşkun'un da menhus kanser hastalığına yenildiğini, Markar Esayan'ın vefatından bir gün sonra üzülerek öğrendim. Bilemiyorum, Bekir Coşkun'la ne kadar zıt siyasal görüşlere sahiptik? Ama ikimiz de gazete yazarlığı mesleğinin emekçileri olarak ortak kadere sahiptik. Bizim kuşak yolun başında siyasal görüş farklılıklarının insanların dostluğuna engel olmayacağını ve birbirimizden nefret etmenin aklın gereği olmadığını düşünürdük. Bekir Coşkun'la yıllar önce birlikte yaptığımız Urfa seyahatinin tadı hâlâ damağımda... Ona rahmet, yakınlarına ve arkadaşlarına sabırlar diliyorum.