İletişim Başkanlığı'nca düzenlenen "Uluslararası Doğu Akdeniz Konferansı"nın açılış konuşmasını yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, olayın püf noktasını yakalamış. Doğu Akdeniz meselesini ikili bir anlaşmazlığa indirgeme çabalarına rağmen bu sorunun sadece Türkiye ve Yunanistan arasında olmadığına dikkati çeken Fahrettin Altun, şöyle konuşmuş:
Demokrasi yoksunları
"Hiç kuşkusuz, bölge genelinde iki rakip ideal bulunuyor. Bir yandan Türkiye gibi ülkeler demokrasi ve diplomasiye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Diğer yanda ise askeri diktatörlük ve şiddetten yana olduğu aşikar zararlı aktörler var. Hangi tarafın kazanacağı hem bölgenin hem de uluslararası düzenin geleceğini belirleyecektir."
Bazı ülkeler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef göstererek Doğu Akdeniz'i karıştırmaya çalışan ülkelerin önde gelenlerini biliyoruz. Fahrettin Altun'un söylediği gibi bunlar demokrasi ile uzaktan yakından ilişkileri olmayanlardır. Örneğin Suudi Arabistan'ın veliahdı, Birleşik Arap Emirlikleri'nin yöneticileri, Mısır'ın Sisi'si bu çizgidedirler.
Karabekir'in teşhisi
Rahmetli Orgeneral Kazım Karabekir'in 100 yıl önce seslendirdiği "Öyle puslu bir hava ki şeytan bile Müslüman kıyafeti giyiyor" teşhisi adeta günümüzde de tekrarlanmaktadır. Yani artık "Din kardeşliği" veya "Tarihten gelen birliktelik" benzeri söylemler, demokrasiden nasibini almamış Arap ülkeleri tarafından anlamsız kılınıyor. Eski sömürgeci Avrupalılar da bu çarpıklığı körükleyerek, Türk demokrasisine karşı bazen teröristlerle de işbirliği yapabiliyorlar.
Erdoğan bir yıldız gibi
Ancak inkar edilmesi mümkün olmayan bir gerçek var... Türkiye bir yeniden doğuşun ülkesi konumunda... Türkiye'nin hayati çıkarlarına göz dikenler birer birer tasfiye ediliyor. Filistin halkının varlığı da, Suriyeli bahtsızların geleceği de Türkiye'nin ilgi alanına giriyor. Bu gibi sorunları Birleşmiş Milletler'e taşıyan Cumhurbaşkanı Erdoğan da, dünyadaki çaresizlerin sesi olarak bir yıldız gibi parlıyor.