Bu koronavirüs salgını mı yoksa başka bir etki mi, kestiremiyorum... Ama tarihi algılama biçimi bile değişti. Mesela dün ünlü Mayflower gemisinin Amerika kıtasına gelişinin 400'üncü yıldönümüydü. Bu olay beyaz Avrupalıların Amerika kıtasına ayak basışlarının ve uygarlığı bu kıtaya taşımalarının simgesi olduğu için her yıl kutlanırdı. Düşünün ki bu geminin yolcuları arasında ileride Amerikan başkanı olacak üç ismin dedeleri de varmış.
Farklı algılar
Ama şimdi Mayflower Amerikan kıtasına insanlar arasındaki eşitsizliği ve esir ticaretini getiren gemi olarak hatırlanıyor. Bu gemideki Avrupalıların Amerikan yerlileri ile ilk temasları, ilerideki Kızılderili soykırımının ilk işaretleri olarak değerlendiriliyor. Amerikan toplumunun bu tür konulardaki yeni hassasiyetine bir başka örnek de dün vefat eden Yüksek Mahkeme Yargıcı Bayan Ruth Bader Ginsburg'un hatırasına karşı gösterilen alışılmışın dışında yoğunluktaki saygı gösterileri... Çünkü bu yargıcın kadın erkek eşitliğine yaptığı katkılar, şimdi daha derin biçimde anılıyor.
'Kızıl Sultan'dı
Aslında bu gibi durumları biz de defalarca yaşamadık mı? Mesela Padişah 2'nci Abdülhamid, uzun yıllar "Kızıl Sultan" ve "İnsafsız diktatör" olarak anıldı. Cumhuriyeti kuran İttihatçı kökenli kadrolar, Abdülhamid'e karşı üretilen sevgisizliği yakın zamanlara kadar taşıdılar. Ama sonra bir başka gerçek daha gündeme getirildi. Buna göre Padişah Abdülhamid, modern eğitim kurumlarını başlatan, iletişim ve ulaşım alt yapısını Osmanlı toplumuna taşıyan ve topraklardan bir karış bile verdirmeyen bir yöneticiydi.
Güncel tartışmalar
Bugün de benzer değişim içeren tartışmalar yok mu gündemimizde? CHP'de birileri sadece "Mustafa Kemal" dedikleri için "Nasıl olur da Atatürk soyadını yok sayarsınız" denilerek ağır biçimde suçlanmıyorlar mı? Demek ki bu yeni dünyada tarihe ve tarihi kişiliklere bakış açıları da farklı olacaktır. Bu arada Fransa'nın Macron'u bile Türkçe açıklamalar yapmaya başladığına göre, değişim fırtına şiddetindedir.