Cahit Sıtkı Tarancı "35 Yaş" şiirini yazdığı zaman takvim 1950'leri gösteriyordu... "Yaş otuz beş, yolun yarısı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün... / Delikanlı çağımızdaki cevher, / Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, / Gözünün yaşına bakmadan gider."
Zaman farkı
İnsan ömrünü zaman açısından irdeleyen bu şiir, yaşanılan zamanın ilerisindeki bir durumu yansıtıyor. Yani 70 yaşındaki bir insanın ömrünün yarısını şiirleştirmiş... Oysa 20'nci yüzyıla girerken ortalama insan ömrü erkeklerde 40, kadınlarda da 45 olarak saptanmıştı. Yani, o dönemde bu şiir gerçeklere dayalı olarak yazılsaydı, şöyle olurdu: "Yaş yirmi, yolun yarısı eder"
Koronavirüse karşı
Bugünün dünyasında bizim sağlık zaptiyeleri koronavirüse karşı en zayıf halka olarak 65 ve daha yukarı yaşta olanları gördüklerine göre, mesela 20'nci yüzyılın başındaki İspanyol Gribi'ne karşı en zayıf halka da 20-30 yaş arasında bulunanlar mıydı acaba? Herhalde bu yaşlarda olanlar evlerinden çıkmamaya mahkum edilmişlerdi.
Esaret durumu
Bugün ise 65 ya da daha yukarı yaştaysanız, bir çeşit esir konumundasınız bu ülkede. Nazım Hikmet'in şiirindeki gibi "Kendi memleketimde esirim be kardeşim" diyebilirsiniz... Bulunduğunuz kentten bir başkasına gidebilmeniz bile kaymakamlıktan alacağınız izne bağlıdır. Akşam 8'den sonra da sokağa çıkmanız risklidir.
Yolun sonu
Giderek insan ömrü uzadığına göre bundan 100 yıl sonra yine virüslü bir salgın patlak verdiğinde bu defa herhalde 120 ve daha yukarı yaşta olanlara kısıtlamalar gelecektir. Ancak bugünün yasaklı 65'likleri bu hesapları hiç yapmadan, zaman zaman "Yeter artık" diye feryat edip, nefes almaya çalışmaktadırlar. Bazı 65'likler de "35 Yaş" şiirinin son kıtasını seslendirerek, virüse karşı zecri tedbir uygulayan gardiyanlara ebedi gerçeği hatırlatmaktadırlar: " Neylersin ölüm herkesin başında. / Uyudun uyanamadın olacak / Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak ,/ Taht misali o musalla taşında."