Türk tarihinin bilinmeyenleri o kadar çok ki... Örneğin dün CHP Kurultayı'nda konuşan Kılıçdaroğlu'nu dinlerken, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a kaset komplosunu kimlerin hazırladığını ve bu komplo sonunda Kılıçdaroğlu'nu kimlerin öne ittiğini hala bilmediğimi düşündüm. Bu olaylar dizisi gerçekten bir FETÖ komplosu ise, CHP'nin buna sahne kılınması nasıl tartışmasız kabul ediliyor? Bir başka büyük bilinmeyen de, Ayasofya'nın 1934 yılında neden müzeye dönüştürüldüğüdür. Çünkü İstanbul'un Hıristiyan orduları tarafından işgal edildiği Kurtuluş Savaşı yıllarında bile cami olmaya devam etmiştir. O dönemin galip devletleri arasında bulunan ve İzmir'i işgal ettikten sonra Anadolu'ya saldıran Yunanistan müttefiklerine hitaben "Ayasofya'yı ya müze ya da kilise yapın" demeyi düşünmemiştir. Gündemin en sıcak konusu olan Ayasofya, doğal olarak Kılıçdaroğlu'nun gündeminde değildi. Dünkü Akşam gazetesindeki Markar Eseyan'ın makalesi, Ayasofya'nın neden müze olduğu sorusuna bir cevap getiriyordu. Bu makalenin ilgili bölümlerini kayda geçirmek amacıyla aynen aktarıyorum...
Bir Hıristiyan olarak
"Daha önce de yazmıştım; benim bir Hıristiyan olarak bu muazzam yapının müze değil ibadethane olarak hizmet görmesine hiçbir itirazım yok. Kimsenin de olmaması gerekir. Yunanistan başta olmak üzere dünyadaki yas havasını anlamak mümkün değil. Bu yapıyı yüzlerce yıl Osmanlı ve Türkiye mükemmelen korumuş. Bundan sonra da gözbebeği gibi bakılacağına kuşku yok. Bu neyin yasıdır?
İddiadan vazgeçmek
Ama sanırım bu konu sadece dini bir konu değil. Sanırım bu muhteşem ibadethanenin Osmanlı'nın bir cihan imparatorluğu olduğunu göstermesi bakımından bir anlamı vardı. Müze yapılmasıyla Türkiye'nin bu iddiasından vazgeçtiği, Batı dünyasına boyun eğdiği de anlaşılmaktadır. Yani müze kararı ile yüzlerce yıllık bir kimliğe/iddiaya el konuyor, bir değişimden geçiliyordu.
Tarihe dönüş
Türkiye'de de bu açılışın ikinci fetih diye algılanması sanırım bundan. Ezilmiş, hor görülmüş, mühendisliklerden geçmiş bir kimliğin yeniden tarihe dönüşü gibi. Öte yandan sekülerler konuyu tam bir noktaya oturtamamış gibiler. Laiklik elden gitti mi, Atatürk devrimleri çöpe mi atıldı, tüm bu semboller neye işaret ediyor, endişe ile anlamaya çalışıyorlar.
Türkiye güçlendi
Evet, Türkiye güçlenmeseydi bu adımı atamazdı. Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan varsa, Ayasofya'nın açılmasından da olabilir. Eğer IMF'ye onlarca milyar dolar borcumuz olsa, uyduruk heronları hala İsrail'den alıyor olsak, Ayasofya'yı açamazdık. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarının içi rahat olsun. Yaşanan bir hakkın teslimi, bir hatanın tashihidir. Hayırlısı olsun"