Ayasofya'daki cuma namazını laikliğe yönelik bir tehdit veya Atatürk'e karşı bir gösteri olarak yorumlayanlar büyük hata yapıyor. Öncelikle laiklik din düşmanlığı değildir. Atatürk de halkın inancını asla yok saymamış veya İslam'ı uygarlığın tehdidi olarak görmemiştir. Bu ülkede her dönemde dini bayramlar da, milli bayramlar gibi halk kitleleri tarafından kutlanmıştır. Ramazan Bayramı da, Kurban Bayramı da, her dönemde, en az Cumhuriyet Bayramı için hissedilen coşkuya vesile olmuşlardır.
Halkın eğilimi
Ayasofya'daki cuma namazı, geniş halk kitlelerinin düşüncelerinin ne olduğunu göstermiştir. Dün sabahın erken saatlerinden başlayarak halk kitleleri getirdikleri seccadeleri ile, Ayasofya çevresinde sabah namazını kılmışlardır. Ayasofya'nın içindeki ilk namaz da, her kesimden insanın ilgi duyduğu ve davet beklediği bir olay halinde gelişmiştir.
Milli bakış
Bu olaya Yunanistan'ın açısından bakmayı denemek, halkın inançlarına ve toplumsal değerlere önem verenler için izlenecek yol değildir. Aynı şekilde Atatürk'ü toplumsal eğilimlerin ve bugünün dünyasının siyasal anlayışlarının alternatifi olarak sunmak, sadece Atatürk düşmanlarının işine yarar.
Şehitler meslesi
Sonuçta Çanakkale Savaşları'nda ya da Kurtuluş Savaşı'nda ülkeleri için hayatlarını yitiren Mehmetçikler'e, Atatürk de "Şehitler" olarak bakmıştır. Yani, bu toplumun sade dini değerleri değil milli değerleri de, iç içe geçmiştir. Anıtkabir'i ziyarat edenlerin Atatürk'ün ruhuna Fatiha okumaları da, bunun kanıtı değil midir?
Gerçekçi olalım
Kısacası halkın Ayasofya'daki cuma namazına gösterdiği ilgi ve o sırada o meydanda yer almak için sergilenen coşku, yüzde yüz yerlidir. Bu gerçeği algılamaktan yoksun olanlar ya da saplantılı biçimde Erdoğan düşmanlığı yapanlar, sonunda büyük hayal kırıklıklarına uğrayacaklardır.