Amerika'dakine benzeyen haberler İngiltere'den de gelmeye başlayınca, işlerin iyice çığırından çıktığını anlamaya başladım. Baksanıza... Londra'da Parlamento Meydanı'ndaki Churchill heykeline saldırılar başlayınca ve bu heykeli birileri boyayınca torunu Emma Soames BBC'ye konuşmuş ve "Dedemin heykelini bir müzeye kaldırmak doğru olur. Heykelin güvenliği bu şekilde sağlanabilir" demiş.
O da ırkçıydı
Amerika'da Kristof Kolomb heykellerinin başlarına gelenlerden sonra aynı kaderi Londra'daki Churchill heykelinin de paylaşması, tarihin bir şakası olarak da algılanabilir. II. Dünya Savaşı'nın muzaffer Başbakanı Churchill, aslında bir sömürgeci ve dolayısıyla bir İngiliz ırkçısıydı. 1915'te İngiliz donanması Çanakkale'ye Churchill'in kararı ile saldırırken, Churchill biz Türkler hakkında aşağılayıcı sözler söylemekteydi.
Kraliçe 94 yaşında
Geçen hafta Kraliçe'nin kocası Prens Philip'in 99'uncu, dün de Kraliçe Elizabeth'in 94'üncü doğum günleri kutlanırken, bir İngiliz fabrikasında işçi olarak geçirdiğim üniversite öğrencilik yıllarımı hatırladım. İşçilerin ücretleri hafta sonlarında ödenirdi. Aynı torna tezgahında yan yana çalıştığım işçi arkadaşım maaş kağıtlarındaki vergi kesintilerini gösterir ve "Yine Kraliçe'nin bebekleri için bez parasını kesmişler" derdi. Yani özünde İngiltere'de de her şeyin değişebileceğini düşünürdüm. Lady Diana'nın ölümü ertesinde az kalsın İngiltere'de krallığın sonu gelmiyor muydu?
Belçika da karıştı
Amerika'daki ırk ayırımcılığına karşı biraz gecikmeli olsa da tırmanarak yükselen tepkilerin ardından aynı durumun İngiltere'de de tekrarlanması, tarihin bugünle şakalaşması gibi bir şeydir. Belçika'da da Kral II. Leopold'un 20'nci yüzyıl başında Kongolulara yaptıklarının hesabı, şimdi onun heykellerinden soruluyor.
Neyse... Bizde böyle durumlar yok. Biz şimdilik sadece Ayasofya ile tarihimizi sorgulamaktayız.