Koronavirüs salgını dolayısıyla 90 gün ertelenen CHP TBMM grup toplantısı nihayet yapılmış. Ancak Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından anlıyoruz ki, bu 90 günde CHP'nin beyin takımında hiçbir değişiklik olmamış. Bilinen klişeleri tekrar ederken, muhalif olmanın felsefesine ilişkin vurgulamaları seslendirememiş.
Açık destek
Örneğin ben çok açık biçimde ve yıllardır Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekliyorum. Daha önce de son nefesini verene kadar Turgut Özal'ı desteklemiştim. Çünkü bu isimlerin ülkenin ve halkın yararına işler yaptıklarına inanıyorum. Ancak verdiğim desteğe karşı benim de eleştirdiğim icraatları vardır bu isimlerin. Bir gazeteci olarak muhalefetin bu konulara ilişkin eleştirilerini duyunca, demokrasinin varlığından ötürü nefes alırım ve mutlu olurum.
Tutuklu gazeteciler
Örneğin tutuklu gazeteciler ve düşünce suçlularının varlığı beni çok mutsuz ediyor. Ülkemin bu nedenle yurt dışında ağır eleştirilere konu olduğunu da görüyorum. Mesela CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun milletvekilliği düşürülüp tutuklanınca çok üzülmüştüm. Bereket aynı gün salgın gerekçe edilerek Berberoğlu tahliye edildi.
Bir formül
Kılıçdaroğlu "Aynı formül neden Ahmet Altan veya Osman Kavala için de kullanılmıyor" diye sorabilirdi grup toplantısında... "Sosyete damat" benzeri saçma sapan tekerlemelerle vaktini ziyan edeceğine, özgürlüklerin önemini vurgulayabilirdi. Ve mesela "65 yaşını geçenlerin akşam 20.00'de zorla evlerine dönmelerinin gerekçesi nedir" diye sorabilirdi. Hatta espri yapıp "Ben 72 yaşındayım ve akşam eve dönmesem de kimseye zararım olmuyor" diyebilirdi.
Bana göre CHP söylediğim nedenlerle içinde bulunduğu kısır döngüden çıkamıyor. Yerel seçimlerde elde ettiği başarıyı da ziyan ediyor.