İçinde bulunduğumuz mayıs ayı gerek Cumhuriyet tarihimiz gerekse siyasetin bugününe de yansıyan gelişmelerle doludur. Mayısı bu kadar önemli kılan tarihler 19 Mayıs 1919, 14 Mayıs 1950 ve 27 Mayıs 1960 günleri ile anlatılabilir.
19 Mayıs 1919
19 Mayıs 1919 Atatürk'ümüzün Samsun'a çıktığı ve Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı tarihtir. Bandırma vapuru ile yapılan bu yolculuğun gerçek hikayesini arkadaşım Murat Bardakçı önce "Şahbaba" sonra da "Bir devlet operasyonu 19 Mayıs" kitaplarında etraflıca irdelemiştir.
19 Mayıs'ın zafere ulaşması ile Lozan imzalanmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı ile egemenliği tescil edilmiştir. 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılması, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanı, hep 19 Mayıs'ın devamıdır.
14 Mayıs 1950
Mayıs ayının ikinci önemli olayı 14 Mayıs 1950'de ilk gerçek serbest seçimle CHP iktidarının sona ermesi ve Demokrat Parti'nin iktidar olmasıdır. Bu suretle Demokrat Parti'nin dört lideri, yani Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Adnan Menderes Başbakan, Refik Koraltan TBMM Başkanı ve Fuat Köprülü de Dışişleri Bakanı olmuşlardır.
Cumhuriyet'in demokrasiye geçişinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün rolü çok önemlidir. Özellikle 1 Temmuz 1947'de yayınladığı bildiri ile demokrasinin bir hoşgörü rejimi olduğunu CHP kadrolarına da hatırlatmıştır.
27 Mayıs 1960
Cumhuriyet tarihinin en ayıplı mayısı ise 27 Mayıs 1960 günüdür. O gün Türkiye demokrasisi ilk kez askeri bir darbe ile kesilmiştir. Sonunda Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idamlarına dayanacak olan ayıplar sürüp gitmiştir. Bir Amerikan güdümlü olan bu darbe sonrasında memur maaşları, Amerika'nın Merkez Bankası'ndaki Cooley Fonu'ndan ödenmiştir.
Bu darbenin geleceği, 1958'deki Irak darbesi ve 1960'taki Güney Kore darbesi ile adeta önceden hissedilmiştir.