Antep ağzının çok bilinen söylemi "Adamın Ömer diyeceği ağzını büzmesinden belliydi" şeklindedir. Bu satırları yazarken henüz kabine toplantısı başlamamıştı. Bu toplantıda alınacak kararları ise Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın ağzını büzmesine bakarak anlamak mümkündü.
Yeni önlemler
Kalın, koronavirüse karşı Ramazan Bayramı'nda alınacak önlemlerde önümüzdeki bir haftalık süreçte ortaya çıkan tablonun etkili olacağını söyledi ve "Ramazan Bayramı'nda da koronavirüs tedbirleri kapsamında birçok önlem alınması kuvvetle muhtemel" dedi. Yani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılacak kabine toplantısında Ramazan Bayramı'nda 4 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Buna göre arife dahil olmak üzere 23-24- 25-26 Mayıs'ta sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Bayramdan sonra da yasakların kaldırılması bekleniyor.
Artış olursa...
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nda yapılan simülasyonlarda ise her şey yolunda gider ve geçen haftaki insan hareketliliğinin olumsuz bir etkisi olmazsa, günlük vaka sayısının 25 Mayıs'tan sonra binli rakamların altına düşmesinin ihtimal dâhilinde olduğu belirtildi. Ancak, vaka sayısında öngörülmeyen bir artış olursa ve bu artış trendi üç-dört gün devam ederse, normalleşme adımlarının atılması askıya alınacak, gerekirse yeni kısıtlamalar getirilecek.
Sorgulamalar devam edecek
İbrahim Kalın, AB'nin salgınla mücadelede yaşadıklarının krizin küresel yansımalarından biri olduğunu anlatarak, AB etrafında yaşanan tartışmanın bütün uluslararası kuruluşlarla da alakalı olduğunu söyledi. Bugün sadece AB'nin tartışılmadığını ifade eden Kalın, şunları aktardı:
"BM'nin etkinliği ve meşruiyeti de sorgulanıyor. Dünya Sağlık Örgütü bu süreçte ne kadar etkin oldu? Bunlar sorgulanıyor. İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam ülkelerinin en üst çatı kuruluşu olarak ne kadar etkili oldu? G20 sorgulanıyor. Kaçınılmaz olarak bu sorgulamalar bundan sonra da devam edecek. Eğer uluslararası kurumlar kendilerine çekidüzen verirlerse bu dayanışma ruhunu, iş birliği ortamını güçlendirirlerse, paylaşmayı yaygınlaştırırlarsa, adil paylaşmayı çoğaltabilirlerse bu krizi fırsata dönüştürebilirler. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa bu kurumlarla ilgili meşruiyet tartışmaları bundan sonra daha fazla hız kazanacak."