Bu "Dediği dediktir" fıkrasını daha önce yine Cumhurbaşkanı Erdoğan için yazmıştım.
Erdoğan'ın "Fırat'ın doğusuna harekat başlamak üzere" içerikli açıklaması ertesinde Trump'ın Suriye'den çekilme kararını hemen açıklaması, Erdoğan'ın "Dediği dedik bir lider" olmasının sonucudur şeklinde yorumlanmalı demiştim.
Sıra Libya'da
Şimdi sıra Libya'ya dönük harekatın başlamasına geldi... Bu harekat belki şu anda silahlı bir çatışmayı ifade etmiyor. Ama yine de sıcak bir bölgeye askeri birlikler intikal edince, silahlı çatışma ihtimali de her zaman vardır. Ne var ki Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının sınır ötesindeki görevlendirilmeleri Libya ile ilk olmayacak.
Mesela şu anda Suriye'de 5000, Somali'de 2000, Afganistan'da 2000, Katar'da 300, Bosna'da 290, Kosova'da 400 askerimiz var. Tabii Kıbrıs'taki 40 bin kişilik askeri gücümüzü, yurt dışında saymıyoruz.
Kanal İstanbul polemiği
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dediği dedik" bir siyasetçi olduğunu bir türlü kabullenmeyen yerliler, Kanal İstanbul'a takılmış durumdalar. Oysa belli ki bu Kanal İstanbul da, diğer süper projeler gibi mutlaka yapılacaktır. Ayrıca Libya'ya da asker gönderilecek, yerli otomobilin üretimi için Bursa'da fabrika kurulacak, Çanakkale Boğazı'nın üzerinden köprüyle geçilecektir.
Erdoğan'la inatlaşmayı hüner zanneden siyasetçiler için "Dediği dediktir" içerikli Nasreddin Hoca fıkrasını bir defa daha yazıyorum...
Dediği dediktir
Nasrettin Hoca'yı yolda karşılaştığı bir kişi lafın gelişi "Hoca birlikte tuz ekmek yeriz" diyerek evine yemeğe davet etmiş. Hoca bu adamın evindeki yemek masasında gerçekten sadece tuz ve ekmek olduğunu görünce şaşırmış...
Bu sırada sokak kapısının tokmağı vurulmuş.
Ev sahibi ile Hoca pencereden eğilip aşağıya bakmışlar. Aşağıda kapının önünde bir dilenci "Allah rızası için sadaka verin" diye sesleniyormuş... Ev sahibi çok sinirlenmiş, dilenciye "Defol git, gelirsem seni gebertirim" diye bağırmış. Dilenci buna aldırmayıp yine yalvarmayı sürdürünce, Hoca müdahale etmiş,
- Kardeşim aklın varsa hemen uzaklaş, bu adamın dediği dediktir, diye uyarmış dilenciyi.
NOT-Sevgili Hıncal Uluç'a...
"Muhteşem Otağtepe"deki evleri Tapu İdaresi'nin belirlediği değerin eksiğine hemen satın almak mümkündür.
Ama bir nevi "Varlık Vergisi" olan ve Cumhurbaşkanı'nın da itiraz ettiği Değerli Emlak Vergisi'ni savunan bir mantığa, gerçekleri nasıl anlatabilirsiniz ki?