Evin temizlik işlerini yapan yardımcı kadın, toz alırken şöminenin üzerindeki vazoya çarpmış... Vazo yere düşmüş ve kırılıp parça parça olmuş.
Gürültüyü duyan evin hanımı salona gelmiş.
Yerde parçaları dağılmış olarak duran vazoyu görünce, temizlikçi kadına bağırmış:
-Neyi kırdığının farkında mısın? Bu vazo tam 300 yıllıktı!..
Bu sözleri duyan temizlikçi kadın gülümsemiş...
Evin hanımına "Beni rahatlattınız... Çünkü bunu yeni bir vazo sanıyordum" demiş.
Rantçılar meselesi
Güncel siyasi tartışmaları ve kavgaları izlerken, bunların konularının eski mi yeni mi olduklarını hep karıştırmaz mıyız?
Örneğin Ankara'nın CHP'li Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile CHP'nin eski Milletvekili Sinan Aygün arasındaki rüşvet mi yoksa ihtikar mı içerikli olduğu tam anlaşılmayan anlaşmazlık, sanki yeni bir olaymış gibi algılanıyor? Ve bu arada olaya dolaylı olarak karışan isimler de "Zaten rantçıların kimler olduklarını biliyoruz" falan diyorlar.
Yavaş ile Aygün arasındaki kavganın nedeni de, Sinan Aygün'ün yaptırdığı gökdelenlerin ruhsatları değil mi?
Başkent Ankara
Ankara'nın başkent oluşu ertesinde başlayan rant kavgalarını ilk defa mı duyuyoruz?
Yakup Kadri Karaosmanoğlu "Ankara" romanında Kurtuluş Savaşı'nın idealist subayının, Cumhuriyet'ten sonra bir arsa spekülatörüne dönüştüğünü anlatmaz mı? Falih Rıfkı Atay'ın "Çankaya"sında da Ankara'daki rantçıların durumları ele alınmaz mı?
Hem eski hem yeni
Anlaşıldığı kadarı ile Ankara'da Belediye'den ruhsat bekleyen 90'ı aşkın yapı varmış. Mümkün olsa ve bunlar birer birer izlense, belki o kadar çok Sinan Aygün'ler gelecektir gündeme... Ama biliyoruz ki bu tür olaylar büyük çoğunlukla sessiz sedasız çözüme kavuşur. Yani Aygün-Yavaş anlaşmazlığının içeriği çok eski olsa da, bu anlaşmazlığın kamuoyuna yansıması yeni bir durumdur. Kısacası kırılan vazo eski ama bu olaydaki taraflar yenidir.