Aslında hayat bir bütündür... Uğraş alanlarını siyaset, spor, sanat falan diye ayırıyoruz ama aslında hepsinin özünde "Başarı" faktörü ön planda gelir.
Fener'in geleceği
Sevgili Ali Şen'in demecini okurken, bu gerçeği yeniden hissettim... Fenerbahçe tarihine adını yazdırmış olanlardan biri olarak konuşmuş ve şöyle demiş:
"Taraftarlar geçen sezon bütün tribünleri doldurdu. Bu sezon en zor anlarda yine doldurdu. Fenerbahçe taraftarlarını çok iyi tanıyan biri olarak, bu sezon Fenerbahçe şampiyon olamazsa Ali Koç'la devam edeceklerini sanmıyorum."
Futbolcular ne der?
Ali Şen'in bu değerlendirmesi Ali Koç'u mutlaka etkileyecektir ve her hafta ligdeki puan durumuna olmakla olmamak arasındaki fark gibi bakacaktır. Ama Ali Şen'in bu sözleri futbol takımının performansını ne kadar etkiler bilemeyiz... Ya da çoğu yabancı olan futbolcular için Ali Koç'un olup olmaması ne anlam ifade eder ki?
Başarı faktörü
Ama değinmek istediğim konu bu değil. Ali Şen'in sözlerinden de anlıyoruz ki "Başarı" olmazsa sporun da bir anlamı kalmaz. Başarısız bir spor kulübünün başkanı olmakla olmamak arasında fark yoktur. Peki ya siyasette durum nedir? Her seçimde kaybeden, yenile yenile başı dönen ve başarısızlığının ezikliğini öfkeli söylemlerle kazanana saldırarak örtmeye çalışan siyasi parti başkanlarına ne demeliyiz?
Bir zırva
Bunlardan birini bir süre daha ayakta tutabilmek için şimdi bir dedikodu üretmişler. Sözde bir CHP'li gizlice Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmüş ve bu CHP'li ileride CHP'nin başına geçmek için Cumhurbaşkanı'ndan onay almış. Ne dersiniz? Zırvanın bu derecesini daha önce duydunuz mu? Ama bu tür zırvalıklarla unutturulmak istenilen kronik yenilmişliğin ve ezikliğin unutturulamayacağı da kesindir.
Yani Ali Şen biraz da CHP'nin geleceği hakkında konuşsa ne iyi olurdu...