Televizyon tartışma programlarında kuru sıkı atarak "Amerika'yı benzetmeliyiz" diyenleri herhalde sizler de gülerek izliyorsunuzdur. Bunlardan biri geçenlerde "Johnson mektubu gelince İsmet İnönü 'yeni bir dünya kurulur, biz de o yeni dünyada yerimizi alırız' demişti" sözleri ile bugünkü AK Parti iktidarının teslimiyetçiliğini kendince eleştirdi. Ancak İsmet İnönü'nün bu sözlerinin üzerinden bir yıl geçmeden başbakanlıktan düşürüldüğünü ve 1965 seçimlerinde de CHP'nin tarihindeki en büyük yenilgiyi aldığını herhalde bilmiyordu ki, hiç söylemedi.

Sorumluluk
Devlet sorumluluğu siyasetçilerin de siyasetçiliğe heves eden amatörlerin de zaman zaman unuttukları bir vazgeçilmezdir.
Bugün güvenlik koridoru kurmak için başlatılan "Barış Pınarı Harekatı"nın siyasi bir zafer için kullanılmaması da, devlet sorumluluğunun gerektirdiği bir davranıştır.

Kıbrıs ve sonrası
Mesela 1974'teki Kıbrıs Harekatı bir siyasi zafere dönüştürülmek istenirken, Milliyetçi Cephe hükümetleri ve sonunda ayıplı transferlerle oluşmuş Ecevit Hükümeti kurulmuştu. Arkasından da 12 Eylül 1980 darbesi ve Yunanistan'ın NATO'ya dönmesini sağlayan Rogers Planı'nın kabul edilmesi geldi.

Churchill örneği
Daha ötesi var mı? 2'nci Dünya Savaşı'nı kazanan İngiltere'nin muzaffer Başbakanı Winston Churchill, savaşın bitimindeki seçimde yenilmiş ve başbakanlığı İşçi Partisi lideri Atlee'ye teslim etmiştir.
Türkiye'yi 2'nci Dünya Savaşı'nın dışında tutmayı başaran İsmet İnönü de, 1950'de Demokrat Parti karşısında ağır bir yenilgi almamış mıdır?

Zor meslek
Kısacası siyaset kolay bir meslek değildir.
Hem geçmişten ders almak hem de bugünün koşullarını iyi ve doğru değerlendirmek, siyasetçilik mesleğinin kaçınılmaz gerekleri arasındadır. Bu açıdan bakıldığında gerektiğinde askeri harekât başlatmak gibi en uygun zamanda askeri harekâta son verebilmek de, akılcı siyasetin alması gereken kararlar arasındadır.