Bazı durumlar vardır ki, bunların arkasında adeta ilahi bir yönlendirmenin bulunduğunu düşünebilirsiniz.
Bir dönemde çok eleştirdiğiniz durumlardan bazıları, belirli zaman geçtikten sonra sizin övgüyle yaklaşmanıza konu olabilirler.
Bu gibi durumlara somut örneği Kıbrıs'tan verebiliriz...
Hep sorun olarak kaldı
Düşünün ki 1950'lerin ortalarından başlayarak "Kıbrıs Sorunu"nun çözümsüz kalmasına kim bilir ne kadar yakındık. Kıbrıs'ı çözmek için Londra'ya giden Başbakan Adnan Menderes'in uçağının düşmesi de bu olayda yer almadı mı? Derken 1974 geldi ve Kıbrıs'a askeri bir operasyonla müdahale de ettik. Yani az kalsın bir Türk-Yunan savaşına bile dayanabilirdi Kıbrıs.
Rumlar Avrupa'da
2000'li yılların başında devreye "Annan Planı" girdi. Birleşmiş Milletler'in Genel Sekreteri Annan, Kıbrıslı Rumlar ve Türkler'in birleşik bir Kıbrıs'ı yönetebilecekleri bir yapıyı amaçlayan ayrıntılı bir plan oluşturmuştu.
Biz yani Kıbrıslı Türkler önce gündeme alınmayan Annan Planı'nı gecikmeli şekilde bir referandumla kabul ettik. Ama iş işten geçmişti. Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği'ne alınmışlardı (2004) ve onlar için Annan Planı artık yok hükmündeydi...
Biz hâlâ kapıdayız
1980'de Yunanistan ve 2004'te'te Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği'ne girerlerken, Türkiye'nin hâlâ kapıda bekletiliyor olması, tabii ki hem gururumuzu incitti hem de Avrupa'nın bize bakışındaki sakatlığı iyice açığa çıkardı. Hele bugün Türkiye'nin önünde artık Kıbrıslı Rumların veto hakkına sahip olarak Avrupa Birliği kapısında durmaları, durumu iyice dramatikleştirdi.
İyi ki girmemişler
Ama meğer durum gerçekte görünenden farklıymış.
Doğu Akdeniz'in yeraltı zenginliklerine dönük olarak İsrail'in ve Yunanistan'ın sergiledikleri telaş açığa çıkınca, anlaşıldı ki, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığı, bizim haklarımız açısından bir teminatmış.
Kıbrıslı Rumlar isterlerse Fransa'ya ve başka ülkelere de askeri üsler verebilirler.
Ama unutmamaları gerekir ki, Ada'nın Kuzey yarısı ile Türkiye Cumhuriyeti adeta tek devletmiş kadar yakındır. Aynı durum kara suları hesaplanırken de söz konusu değil midir?
Özetle, iyi ki Kıbrıs çözümsüz bir sorun olarak bugüne kalmış.