Dış siyasetin bir türlü tam olarak cevaplanmayan sorusu bellidir... Bu soruyu en açık şekliyle hatırlayalım:
-Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'nin dostu mu yoksa düşmanı mıdır?
İlk dönem
Bir süper devletle ittifak kurduğunuz zaman, ileride nelerle karşılaşacağınızı o anda pek göremezsiniz. 2'nci Dünya Savaşı sonrasında Soğuk Savaş'ta Amerikan İttifakı'na katıldığımız zaman, biz de ileride neler olabileceğini pek göremedik. Belki ilk kez 1964'teki Johnson Mektubu ile uyanabilirdik. Ya da 1974 sonrasında Kıbrıs Harekatı dolayısıyla Amerika bize ambargo uyguladığında da, aklımız başımıza gelebilirdi.
Amerikancılar
Ancak o dönemlerin bütün vesayet kurumları, başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere Amerika yanlısıydı. Nihayet ölçü kaçınca bir askeri darbe kaçınılmaz oluyordu ve darbeyi de "Washington'un Çocukları" yapıyordu. Bu süreç 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimine kadar sürmedi mi? Az kalsın Arap Baharı bizi de Libya'ya, Mısır'a, Suriye'ye benzetmeyecek miydi?
Amerikan çıkarları
Bugün "Amerika dost mu yoksa düşman mı" sorusuna eskisinden çok farklı bir gerçeklilikle cevap arayabiliyoruz. Bu müttefikin neden FETÖ'yü ya da PKK'yı desteklediğini anlamaya çalışırken, hangi çıkarların Amerika'yı bu çarpık ilişkilere sürüklediğini de araştırıyoruz. S-400'ler ya da F-35'ler ile bize yapılan şantaj düzeyindeki baskıları, bir noktaya kadar hafife de alabiliyoruz.
Eskisi gibi değiliz
Bir büyük gerçek var ortada... Amerika eski Amerika. Ama Türkiye eski Türkiye değil bugün... Yakın geçmişe kadar sorgulamadığımız her konuyu, bugün her açıdan irdelemeye başladık. Bu konulardan sadece bir tanesi Amerika ve Amerika-Türkiye ilişkileridir. Bu tablo Türkiye'nin Amerika gerçeğini yok saymasına elbet dayanmayacaktır. Ancak yeni Türkiye, Amerika'nın bu tarlayı dilediğince sürüp kullanmasına da izin verecek yapıda değil.
Daha zor, daha ustalık gerektiren bir diplomasi dönemi geliyor. Bunu unutmayalım.