Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin tekrarlanması kararı, özellikle CHP'lilerin akıllarını başlarına getirdi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun YSK üyelerini "Çete" olarak sunması ve onları isim isim hatırlatarak yuhalatması sanki yüz yıl önce olmuş gibi, CHP'liler bu defa da YSK'ya İstanbul'un 39 ilçesindeki seçimlerin ve 24 Haziran 2018 genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iptali için başvurdular.
Ayıplı seçim
Aslında başvurulacak merci YSK mıdır bilemiyorum ama iptal edilmesi için başvurulacak asıl seçim Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir FETÖ komplosu sonucu tasfiye edilen Baykal'ın yerine Kurultay'da Genel Başkan seçilmesi değil midir? Çünkü o güne kadar CHP'nin Genel Başkanı Deniz Baykal'dı ve onun genel başkanlığı bırakacağı yolunda en ufak bir işaret bile yoktu.
FETÖ üretimi
Ve bir gün bir anda FETÖ üretimi müstehcen kasetler piyasaya çıktı. Bu kasetlerde Baykal CHP'de çalışan bir hanım görevli ile aşna fişne görüntüleniyordu. Kamuoyunda kopan fırtınalar üzerine 10 Mayıs 2010'da Baykal Genel başkanlıktan istifa edeceğini söyledi. Bu arada gözlerin üzerine döndüğü Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal'dan boşalacak koltuğa aday olmadığını açıkladı. Ancak 17 Mayıs 2010'da CHP Grup Başkanvekilliğinden istifa edip CHP Genel Başkanlığına adaylığını koydu ve Kurultay'da 22 Mayıs'ta Genel Başkan seçildi.
Baykal ölümden döndü
Resmen dış kaynaklı bir komplonun sonunda Baykal'ı tasfiye edip yerine Kılıçdaroğlu'nu getiren gelişmeler, gerek ceza hukukunun gerekse ahlak kurallarının konusu olmalıydı. Ama bu komplonun parçaları olan medya ve çevreler bu ayıplı durumu hiç kurcalamadılar. Ve şimdi İstanbul seçimlerinin iptali tartışılırken, herhalde Kılıçdaroğlu'nun seçimi de artık tartışılmalıdır. Neticede Kılıçdaroğlu'nu Genel Başkan yapan komplo sonunda Deniz Baykal bir beyin kanaması geçirmiş ve ölümden dönmüştür.
Yargıçları yuhalattı
YSK üyeleri olan yargıçları TBMM salonunda birer birer yuhalatan Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığını ucuzlatmaktan öteye, dış kaynaklı bir komploya da kurban eden kişidir. Kendisinin seçilmesini unutup, YSK'nın seçimlerle ilgili kararına öfkelenen bu kişi, herhalde bir noktada hizaya getirilmelidir.
