Yeni bir çağa girdiğimizi görmemek imkansız... Orta Çağ veya Yakın Çağ nasıl sona erdilerse, içinde bulunduğumuz zamanlara adını veren çağ da sona eriyor. Ancak geçmişte olduğu gibi içine gireceğimiz Yeni Çağ da, eski zamanlardan kalıntılarla yola koyulacak.

20'nci yüzyıl
Geçen yüzyılın başında ilerici kesimler Afrika'nın kanını emen sömürgecilerle uğraşırlardı. Daha sonra Sovyet rejiminin komünist ideolojiyi kendine benzetmesi ve Amerikan emperyalizminin yediği haltlar, dünyanın gündemini oluşturdu.

El Kaide ve sonrası
21'inci yüzyılın başına, New York'ta İkiz Kuleler'e El Kaide'nin yaptığı saldırı damgasını vurdu. Daha sonra Amerika'nın Afganistan'ı ve Irak'ı işgale etmesi geldi. Bu iki işgal hem işgal edilen ülkeleri perişan etti, hem de Amerika'nın karar mekanizmalarının çok sağlıklı çalışmadıkları anlaşıldı. Bu şekilde Amerika'nın karar merkezlerinin birden fazla olduğu ve Amerika Derin Devleti'nin, görünen devletten daha güçlü olduğu ortaya çıktı.

FETÖ sızması
Şimdi bizler, yeni bir çağa ve yeni zamanlara yelken açarken, dün neler gördüğümüzü ve neleri gözden kaçırdığımızı hatırlamaya çalışıyoruz. Örneğin devlete FETÖ'nün sızmasını geçen dönemde yaşadık ama bunun sonuçları ile bu yüzyılda yüzleştik. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi, hukuka da, demokrasiye de bakış açımızı çok değiştirdi. Ya da Arap Baharı denilen sürecin, Libya'da, Mısır'da nelere yol açtığını, Suriye'nin nasıl insafsız bir iç savaşa sürüklendiğini dehşet içinde izledik.

Venezuela olayı
Yeni Çağ'ın ilk günlerini Venezuela'yı hedef alan Amerikan darbe teşebbüsünü izleyerek geçirirken, bizim Türkiye'de güvenliğimizi ve istikrarımızı korumak konusunda kendimize güvendiğimizi söylemeliyim. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın simgelediği ulusal kararlılığımız bu Yeni Çağ'a yön vereceğe benziyor.
Özetle kendimize güveniyoruz.