Türk lirasının yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesi, tabii ki toplum yaşamında olumsuz yansımalar gösterir. Ekonomiye duyulan güven sarsılır, maliyetler ve dolayısıyla fiyatlar yükselir. Eğer faizleri duruma göre uyarlayamazsanız bankalardan mevduat kaçar; v.b.
Bu da geçer
Ancak ülkenin sağlığının ve gücünün tek göstergesi dolar karşısında yerel para biriminin durumu değildir. Döviz kurlarındaki hareketlilik geçicidir. Öyle ya da böyle bir noktada yeni değerler bir noktada sabitleşir. Ekonomi de, yaşam da kendisini yeni değerlere uyarlar.
Eğer ülke güçlü ve toplum bilinçli ise, dolar kurunun dalgalandığı günler belleklerde bile pek kalmaz.
Ve Amerika
Son günlerdeki kur dalgalanmasının bir sebebi Amerika'nın çılgın Başkanı Trump'ın ajan papaz Brunson yüzünden Türkiye'yi düşman ilan etmesiydi. Bunun yanında gerek devletin gerekse özel sektörün dolarla borçlanmaları ve ayrıca enflasyonun tırmanma eğiliminde olması ekonomide bir yeniden yapılanma gerektiğini ortaya koymuştur.
Önemli adımlar
Başında Berat Albayrak'ın bulunduğu ekonomi yönetimi, bu yolda radikal adımlar atmakta ve kamuda büyük tasarruflara gidilirken, Türk lirasını cazip kılacak vadeli mevduat imkânları teşvik edilmektedir. Bu arada ihracat ve turizm gelirlerinin artması da, olumlu bir gelişmedir. Yeni kaynaklar aranırken ve yabancı sermayeye dönük yatırımlar teşvik edilirken, bir dönem için kamu yatırımlarına ara verilmesi de gerekmektedir.
En önemlisi de serbest pazar ekonomisi ve bütçe disiplini öncelikli prensiplerdir.
Yalnız bırakıldık
Başta da söylediğim gibi bir ülkenin değeri sade dolar kuruna bakılarak ölçülmez.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın astsubay mezuniyet töreninde yaptığı konuşma, ekonomik saldırılar dışında nelerle uğraştığımızı çok iyi anlatıyordu...
"- Suriye'den ülkemize yapılan saldırılar karşısında adeta yalnız bırakılmış ülkeyiz. Kendimizi koruyabilmemiz için ihtiyacımız olan füze savunma sistemleri olmadık bahanelerle bize verilmedi.
Parasıyla satmadıkları silahları terör örgütlerine bedava verdiler."
S-400'ler ve F-35'ler
"- Topraklarımızı korumak için alternatif arayışına girdiğimizde de sakın ha diyorlar. Bizim bu tür dayatmaları kabul etmemiz mümkün değildir.
Türkiye'nin S-400'lere ihtiyacı var, en kısa zamanda alacağız. Türkiye'nin F-35'lere de ihtiyacı bulunuyor. Verdikleri takdirde anlaşmaya uyduklarının bir ispatıdır.
Biz ortaklığımızın gereği 900 milyon dolar ödeme yaptık." Sonuçta ülkenin yarınına güvenen 80 milyon vatandaş, bu tür nice problemli günleri geride bıraktığımızı hatırlayarak, vatanımıza bağlılığımızı dosta düşmana duyuruyoruz.