Bazı insanların söyledikleri ile düşündükleri arasındaki farkı anlamak o kadar kolay oluyor ki... Kendilerine yalan söyleyen beyazlardan "Çatal dilli" diye söz edermiş Kızılderililer. Dünkü Hürriyet'te CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz için yazdığı makaleyi okurken yine bu "Çatal dilli" tanımını hatırladım...
Tam çatal dilli
Kılıçdaroğlu'nun yazısının başlığı "Darbecilere meydan okuyan halkımızın ve parlamenterlerimizin direnişi" şeklindeydi. CHP Genel Başkanı yazısının ilk bölümünde FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'da anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişiminin, vatandaşların ve tüm siyasi partilerin demokrasiye bağlılıkları doğrultusunda kullandıkları "Direnme hakkı" sayesinde başarısızlığa uğratıldığını vurguluyor ve şöyle diyordu:
Yazının başı çok farklı
"15 Temmuz, yüce Meclis'in tek vücut olarak hain namlulara direndiği, vatandaşlarımızın teröristlere geçit vermediği bir destandır.
Sokaklarda şehit olma pahasına teröristlere direnen, tanklara karşı koyan vatandaşlarımız, yüce Meclis'in çatısı altında toplanarak parlamenter sisteme ve demokrasimize sahip çıkan parlamenterlerimiz, demokrasi kahramanıdırlar."
Derken şöyle devam ediyordu Kılıçdaroğlu yazısına:
"Diktatörlük rejimi aynı zamanda 15 Temmuz'a dair kararlılıkla sorulan pek çok sorunun yanıt bulmasını, 15 Temmuz'un üzerindeki sis perdesinin aralanmasını şimdilik engelliyor."
Garip sorular
Ve Kılıçdaroğlu çatal dilinin ikinci yarısı ile yazmaya devam ederek sözünü ettiği soruları soruyordu:
"1- Adil Öksüz 2008'den bu yana kim olduğunun bilinmesine karşın neden takip edilmemiştir?
2- Darbe girişiminden hemen önce aralarında Adil Öksüz ve Kemal Balmaz'ın da bulunduğu beş kişi, MİT tarafından izlenen bir evde bir araya gelmişlerdir. MİT darbe kararının alındığı bu toplantıyı dinlemiş midir? Dinlemediyse bu görevi ihmal suçu değil midir?
Ne zaman öğrendiler?
3- MİT; Cumhurbaşkanı, başbakan ve genelkurmay başkanına FETÖ / PDY örgütü faaliyetleri ile ilgili olarak darbe girişiminden önce en son hangi tarihte bilgi vermiştir?
4- Bilinen ve beklenen darbe teşebbüsünün 15 Temmuz'da olacağı saat 14.00 itibarı ile iletilmesine rağmen neden Cumhurbaşkanı ve başbakan anında bilgilendirilmemiştir?"
İnce'ye havale ediyorum
Evet... Kılıçdaroğlu 15 Temmuz'un ikinci yıldönümünde bir yandan direnişçileri överken diğer yandan "Bu bir kontrollü darbedir" diyor ve "Saray"ın OHAL'le Türkiye'yi diktatörlük rejimine dönüştürdüğü"nü iddia ediyor.
Bu durumda Kılıçdaroğlu'nu Muharrem İnce'ye havale etmekten başka yapacak bir şey yoktur herhalde.